Prevalent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prevalent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prevalent

Prevalent, yaygın veya hâkim anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. Smoking is prevalent among teenagers in many countries. (Sigara içmek, birçok ülkede gençler arasında yaygındır.)
  2. Depression is prevalent in our society. (Depresyon, toplumumuzda yaygındır.)
  3. The flu is prevalent during the winter months. (Grip, kış aylarında yaygındır.)
  4. Obesity is becoming more prevalent in developed countries. (Obezite, gelişmiş ülkelerde daha yaygın hale geliyor.)
  5. Corruption is prevalent in some countries. (Yolsuzluk, bazı ülkelerde yaygındır.)
  6. The use of social media is prevalent among young people. (Sosyal medya kullanımı, gençler arasında yaygındır.)
  7. Domestic violence is prevalent in many households. (Aile içi şiddet, birçok evde yaygındır.)
  8. English is the most prevalent language in the world. (İngilizce, dünyadaki en yaygın dil.)
  9. Poverty is prevalent in some parts of the world. (Yoksulluk, dünyanın bazı bölgelerinde yaygındır.)
  10. Diabetes is prevalent among older adults. (Diyabet, yaşlı yetişkinler arasında yaygındır.)
  11. Cyberbullying is becoming more prevalent among young people. (Sanal zorbalık, gençler arasında daha yaygın hale geliyor.)
  12. Racism is still prevalent in many societies. (Irkçılık, hala birçok toplumda yaygındır.)
  13. Climate change is becoming more prevalent around the world. (İklim değişikliği, dünya genelinde daha yaygın hale geliyor.)
  14. Fake news is prevalent on social media. (Sahte haberler, sosyal medyada yaygındır.)
  15. Gender inequality is prevalent in many workplaces. (Cinsiyet eşitsizliği, birçok işyerinde yaygındır.)
  16. Smoking is prevalent among people with mental health issues. (Sigara içmek, zihinsel sağlık sorunları olan kişiler arasında yaygındır.)
  17. Animal cruelty is prevalent in some countries. (Hayvan istismarı, bazı ülkelerde yaygındır.)
  18. Addiction to technology is becoming more prevalent among young people. (Teknoloji bağımlılığı, gençler arasında daha yaygın hale geliyor.)
  19. Terrorism is prevalent in some parts of the world. (Terörizm, dünyanın bazı bölgelerinde yaygındır.)
  20. Corruption in politics is prevalent in some countries. (Siyasetteki yolsuzluk, bazı ülkelerde yaygındır.)
  1. Skin cancer is prevalent among people who spend a lot of time in the sun. (Cilt kanseri, güneşte çok zaman geçiren kişiler arasında yaygındır.)
  2. Alcoholism is prevalent in many societies. (Alkolizm, birçok toplumda yaygındır.)
  3. Air pollution is prevalent in many cities around the world. (Hava kirliliği, dünya genelinde birçok şehirde yaygındır.)
  4. Sexual harassment is prevalent in some workplaces. (Cinsel taciz, bazı işyerlerinde yaygındır.)
  5. Inequality in education is prevalent in some countries. (Eğitimde eşitsizlik, bazı ülkelerde yaygındır.)
  6. Cybercrime is becoming more prevalent with the increase in online activities. (Sanal suçlar, çevrimiçi faaliyetlerin artmasıyla daha yaygın hale geliyor.)
  7. Drug abuse is prevalent among teenagers in some societies. (Uyuşturucu madde kötüye kullanımı, bazı toplumlarda gençler arasında yaygındır.)
  8. Child labor is prevalent in some parts of the world. (Çocuk işçilik, dünyanın bazı bölgelerinde yaygındır.)
  9. Obesity is prevalent among people who consume fast food frequently. (Obezite, fast food tüketimi sık olan kişiler arasında yaygındır.)
  10. Discrimination based on race or ethnicity is prevalent in some societies. (Irk veya etnik köken temelli ayrımcılık, bazı toplumlarda yaygındır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.