Prescription İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prescription İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prescription İle İlgili Cümleler

Prescription kelimesi Türkçe’de “reçete” anlamına gelir. Aşağıda bu kelimeyle kullanılabilecek 20 örnek cümle verilmiştir.

1. The doctor wrote a prescription for my medication. (Doktor, ilacım için bir reçete yazdı.)
2. I always keep my prescriptions in a safe place. (Reçetelerimi her zaman güvenli bir yerde saklarım.)
3. The pharmacist filled the prescription for me. (Eczacı, reçetemi doldurdu.)
4. The prescription label had important dosage instructions. (Reçete etiketi önemli dozaj talimatları içeriyordu.)
5. I need to get a new prescription for my glasses. (Gözlüklerim için yeni bir reçete almam gerekiyor.)
6. The doctor’s handwriting on the prescription was difficult to read. (Doktorun reçetede yazdığı el yazısı okunması zordu.)
7. The pharmacist double-checked the prescription before filling it. (Eczacı, reçeteyi doldurmadan önce iki kez kontrol etti.)
8. I forgot to bring my prescription to the pharmacy. (Eczaneye reçetemi getirmeyi unuttum.)
9. The doctor gave me a prescription for antibiotics. (Doktor, bana antibiyotik için bir reçete verdi.)
10. The prescription was for a two-week supply of medication. (Reçete, iki haftalık bir ilaç tedavisi için yazılmıştı.)
11. I need to refill my prescription at the pharmacy. (Eczanede reçetemi yeniden doldurmam gerekiyor.)
12. The pharmacist explained the side effects listed on the prescription. (Eczacı, reçetede belirtilen yan etkileri açıkladı.)
13. The doctor prescribed a stronger pain medication for my back. (Doktor, sırtım için daha güçlü bir ağrı kesici ilaç reçete etti.)
14. The prescription was covered by my insurance plan. (Reçete, sigorta planım tarafından karşılanıyordu.)
15. I took the prescription to the pharmacy to be filled. (Reçeteyi doldurmak için eczaneye gittim.)
16. The pharmacist asked if I had any questions about the prescription. (Eczacı, reçete hakkında herhangi bir sorum olup olmadığını sordu.)
17. The doctor recommended a prescription-strength antacid for my heartburn. (Doktor, mide yanmasına karşı reçeteyle antiasit kullanmamı önerdi.)
18. The prescription needed to be

authorized by the doctor’s office before it could be filled. (Reçetenin doldurulabilmesi için doktorun ofisi tarafından onaylanması gerekiyordu.)
19. The pharmacist gave me instructions on how to take the medication prescribed. (Eczacı, reçete edilen ilacın nasıl kullanılacağı konusunda bana talimat verdi.)

20. My prescription ran out, so I need to schedule a doctor’s appointment to get a new one. (Reçetem tükendi, bu yüzden yeni bir reçete almak için bir doktor randevusu almalıyım.)