Preparedness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preparedness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preparedness

Preparedness kelimesi hazırlıklı olmak, hazırlıklılık gibi anlamlara gelmektedir. Kişinin bir duruma veya olaya karşı önceden planlama yapması ve gerekli önlemleri alması anlamında kullanılır.

  1. It’s always important to have a sense of preparedness in case of an emergency. (Acil durumlarda hazırlıklı olmak her zaman önemlidir.)
  2. The government is urging citizens to increase their level of preparedness in case of natural disasters. (Hükümet, vatandaşların doğal afetlere karşı hazırlıklı olma seviyelerini artırmaları konusunda uyarıyor.)
  3. The company has a thorough preparedness plan in place for potential security breaches. (Şirket, potansiyel güvenlik ihlallerine karşı kapsamlı bir hazırlıklılık planına sahip.)
  4. Our family has a preparedness kit ready in case of a power outage. (Ailemiz, bir elektrik kesintisi durumunda hazırlık seti hazır.)
  5. The school conducts regular fire drills to ensure preparedness in case of a fire. (Okul, yangın durumunda hazırlıklı olmak için düzenli yangın tatbikatları yapar.)
  6. The team’s success can be attributed to their level of preparedness before each game. (Takımın başarısı, her maç öncesindeki hazırlıkları seviyesine bağlanabilir.)
  7. The airline has a comprehensive preparedness plan for dealing with medical emergencies on board. (Hava yolu şirketi, uçuş sırasında meydana gelebilecek tıbbi acil durumlarla başa çıkmak için kapsamlı bir hazırlıklılık planına sahip.)
  8. In order to be truly prepared, you need to have a backup plan. (Gerçekten hazırlıklı olmak için bir yedek plana ihtiyacınız var.)
  9. The company’s preparedness training includes scenarios for dealing with cyber attacks. (Şirketin hazırlık eğitimi, siber saldırılarla başa çıkma senaryolarını içerir.)
  10. Being prepared for a job interview can greatly increase your chances of success. (İş görüşmesi için hazırlıklı olmak, başarı şansınızı büyük ölçüde artırabilir.)
  11. The community’s preparedness for the upcoming hurricane season is being assessed. (Topluluğun, yaklaşan kasırga mevsimi için hazırlıkları değerlendiriliyor.)
  12. The team’s lack of preparedness was evident in their poor performance during the game. (Takımın hazırlıksızlığı, maç sırasındaki kötü performanslarında açıkça görüldü.)
  13. The family’s emergency preparedness plan includes a designated meeting spot in case of a natural disaster. (Ailenin acil durum hazırlık planı, doğal afet durumunda belirlenmiş bir buluşma noktasını içerir.)
  14. The company’s preparedness measures include regular system backups and data recovery plans
  1. The government is investing in preparedness training for healthcare workers in case of a pandemic. (Hükümet, bir salgın durumunda sağlık çalışanları için hazırlık eğitimine yatırım yapıyor.)
  2. The company’s preparedness plan for a potential financial crisis includes diversifying their investments. (Şirketin, potansiyel bir finansal kriz durumunda hazırlık planı, yatırımlarını çeşitlendirmeyi içerir.)
  3. The importance of emergency preparedness cannot be overstated. (Acil durum hazırlıklılığının önemi abartılamaz.)
  4. The school’s preparedness plan for severe weather includes designated safe zones for students and staff. (Okulun şiddetli hava koşulları için hazırlık planı, öğrenciler ve personel için belirlenmiş güvenli bölgeleri içerir.)
  5. Being prepared mentally and physically can help you better handle stressful situations. (Zihinsel ve fiziksel olarak hazırlıklı olmak, stresli durumlarla daha iyi başa çıkmanıza yardımcı olabilir.)
  6. The organization provides preparedness training for volunteers who assist during natural disasters. (Kuruluş, doğal afetler sırasında yardımcı olan gönüllüler için hazırlık eğitimi sağlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.