Foolhardy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foolhardy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foolhardy Nedir?

Foolhardy, İngilizcede “çılgınca cesur veya tehlikeli şekilde davranmak” anlamına gelen bir sıfat olarak kullanılır. Genellikle, yeterli düşünce veya hazırlık olmaksızın gereksiz bir risk almaya yönelik bir davranışı ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. It would be foolhardy to attempt that jump without proper training. (Uygun eğitim olmadan o atlayışı denemek çılgınca cesur olurdu.)
  2. His foolhardy decision cost him his life. (Onun çılgınca cesur kararı hayatına mal oldu.)
  3. Don’t be foolhardy and attempt to cross that raging river. (Çılgınca cesur olup o şiddetli akıntılı nehri geçmeye çalışma.)
  4. I can’t believe she took such a foolhardy risk. (O kadar çılgınca cesur bir risk aldığına inanamıyorum.)
  5. It’s foolhardy to drive on icy roads without snow tires. (Kar lastikleri olmadan buzlu yollarda araba kullanmak çılgınca cesur olur.)
  6. His foolhardy behavior angered his parents. (Onun çılgınca cesur davranışı ebeveynlerini öfkelendirdi.)
  7. It’s foolhardy to go hiking in the mountains without proper gear. (Uygun malzemeler olmadan dağlara tırmanmak çılgınca cesur olur.)
  8. She ignored the warnings and made a foolhardy attempt to climb the fence. (Uyarılara aldırmadı ve çılgınca cesur bir şekilde çitlere tırmanmaya çalıştı.)
  9. It would be foolhardy to invest all your money in one stock. (Tüm paranızı bir hisseye yatırmak çılgınca cesur olurdu.)
  10. His foolhardy decision to quit his job without a backup plan left him in a financial crisis. (Yedek bir planı olmadan işini bırakma çılgınca cesur bir karar oldu ve onu maddi krize soktu.)
  11. It’s foolhardy to underestimate the dangers of smoking. (Sigaranın tehlikelerini küçümsemek çılgınca cesur olur.)
  12. Her foolhardy behavior put her in danger. (Onun çılgınca cesur davranışı onu tehlikeye attı.)
  13. Taking a shortcut through the dark alley would be foolhardy. (Karanlık bir sokaktan kısa yol almak çılgınca cesur olurdu.)
  14. It’s foolhardy to ignore the warning signs of a heart attack. (Kalp krizi uyarı işaretlerini görmezden gelmek çılgınca cesur olur.)
  15. His foolhardy approach to solving the problem only made things worse. (Sorunu çözme konusunda çılgınca cesur yaklaşımı sadece işleri daha kötüye götürdü.)
  16. Don’t be so foolhardy
  1. Jumping off the cliff without checking the depth of the water would be foolhardy. (Suyun derinliğini kontrol etmeden kayalıklardan atlamak çılgınca cesur olurdu.)
  2. His foolhardy decision to confront the armed robbers nearly got him killed. (Silahlı soyguncularla karşı karşıya gelmek için verdiği çılgınca cesur karar neredeyse onu öldürüyordu.)
  3. It’s foolhardy to challenge a professional boxer without any boxing experience. (Boksla hiçbir deneyimi olmadan bir profesyonel bokserle karşılaşmak çılgınca cesur olurdu.)
  4. Her foolhardy behavior during the storm put the lives of others in danger. (Fırtınada çılgınca cesur davranışları diğer insanların hayatını tehlikeye attı.)

Türkçe Karşılığı:

– çılgınca cesur
– akılsızca cesaretli
– gereksiz risk almak
– dengesiz cesaret
– aşırı cesur
– tehlikeli davranmak
– düşünmeden hareket etmek
– gereksiz tehlike yaratmak
– mantıksızca cesur
– bilinçsiz risk almak
– ölümcül kararlar vermek
– tehlikeleri ciddiye almamak
– başıboş davranmak
– dikkatsizce davranmak
– sorumsuzca davranmak
– akılsızca davranmak
– tehlikeye atmak
– yersiz cesaret
– planlama yapmadan hareket etmek
– sağduyusuz davranmak.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.