Preoccupation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preoccupation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preoccupation Nedir?

Preoccupation, bir kişinin aşırı düşünce, endişe veya takıntı ile bir şey ile ilgilenmesi veya meşgul olmasıdır.

Örnek Cümleler:

1.

His preoccupation with his work was beginning to affect his health. (İşine olan takıntısı sağlığına zarar vermeye başlamıştı.)

2.

She couldn’t concentrate on anything due to her preoccupation with her financial problems. (Maddi sorunlarına olan takıntısı yüzünden hiçbir şeye odaklanamadı.)

3.

John’s preoccupation with his weight was becoming obsessive. (John’un kilosuna olan takıntısı saplantılı hale geliyordu.)

4.

Her preoccupation with her appearance made her very self-conscious. (Görünümüne olan takıntısı onu çok özgüvenli hale getirdi.)

5.

His preoccupation with the past was preventing him from moving forward. (Geçmişe olan takıntısı ileriye gitmesini engelliyordu.)

6.

My preoccupation with getting good grades was causing me a lot of stress. (İyi notlar almaya olan takıntım bana çok stres veriyordu.)

7.

Her preoccupation with cleanliness was starting to drive her family crazy. (Temizlik konusundaki takıntısı ailesini deli etmeye başlıyordu.)

8.

His preoccupation with finding a girlfriend was becoming unhealthy. (Kız arkadaş bulma konusundaki takıntısı sağlıksız hale geliyordu.)

9.

She had a preoccupation with death that was starting to worry her friends. (Ölüm konusundaki takıntısı arkadaşlarını endişelendirmeye başlamıştı.)

10.

His preoccupation with success was making him push himself too hard. (Başarıya olan takıntısı kendini fazla zorlamasına neden oluyordu.)

11.

Her preoccupation with her ex-boyfriend was preventing her from moving on. (Eski erkek arkadaşına olan takıntısı ilerlemesini engelliyordu.)

12.

His preoccupation with his health was making him hypochondriac. (Sağ

lık konusundaki takıntısı onu hastalık hastası yapıyordu.)

13.

Her preoccupation with social media was affecting her relationships in real life. (Sosyal medyaya olan takıntısı gerçek hayattaki ilişkilerine etki ediyordu.)

14.

His preoccupation with his image was making him spend too much money on clothes. (Görüntüsüne olan takıntısı onu çok para harcamaya yönlendiriyordu.)

15.

Her preoccupation with her children’s safety was making her overprotective. (Çocuklarının güvenliği konusundaki takıntısı onu aşırı koruyucu yapıyordu.)

16.

His preoccupation with the stock market was making him lose sight of everything else. (Borsa konusundaki takıntısı diğer her şeyi gözden kaçırmasına neden oluyordu.)

17.

Her preoccupation with her weight was making her skip meals. (Kilosuna olan takıntısı öğün atlamasına neden oluyordu.)

18.

His preoccupation with his ex-girlfriend was affecting his current relationship. (Eski kız arkadaşına olan takıntısı şimdiki ilişkisine etki ediyordu.)

19.

Her preoccupation with her career was making her neglect her personal life. (Kariyerine olan takıntısı kişisel hayatını ihmal etmesine neden oluyordu.)

20.

His preoccupation with his phone was making him ignore the people around him. (Telefonuna olan takıntısı etrafındaki insanları göz ardı etmesine neden oluyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.