Predict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Predict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Predict kelimesinin Türkçe anlamı:

Predict kelimesi, bir olayın, durumun ya da sonucun gelecekte nasıl olacağı hakkında tahminde bulunmak anlamına gelir.

1. The weather forecast predicts a heavy rainstorm tomorrow. (İngilizce: Hava durumu tahmini yarın şiddetli bir yağmur yağacağını öngörüyor.)
2. Experts predict that the stock market will crash in the coming months. (İngilizce: Uzmanlar, hisse senedi piyasasının önümüzdeki aylarda çökeceğini tahmin ediyorlar.)
3. Can you predict the winner of the upcoming election? (İngilizce: Yaklaşan seçimlerin kazananını tahmin edebilir misin?)
4. The psychic claimed she could predict the future. (İngilizce: Medyum, geleceği öngörebileceğini iddia etti.)
5. Based on current trends, we can predict that renewable energy will dominate the market in the future. (İngilizce: Mevcut trendlere göre, yenilenebilir enerjinin gelecekte piyasayı domine edeceğini öngörebiliriz.)
6. The coach was able to predict the other team’s plays with impressive accuracy. (İngilizce: Antrenör, rakip takımın oyunlarını inanılmaz bir doğrulukla tahmin edebildi.)
7. The scientists were able to predict the path of the hurricane. (İngilizce: Bilim adamları, kasırganın yolunu öngörebildiler.)
8. It’s difficult to predict what the outcome of the negotiations will be. (İngilizce: Müzakerelerin sonucunun ne olacağını tahmin etmek zordur.)
9. The fortune teller predicted that I would meet someone special soon. (İngilizce: Fal bakıcı, yakında özel biriyle tanışacağımı öngördü.)
10. The data suggests that we can predict with 80% accuracy whether a customer will renew their subscription. (İngilizce: Veriler, bir müşterinin aboneliğini yenileyip yenilemeyeceğimizi %80 doğrulukla öngörebileceğimizi gösteriyor.)
11. No one could predict the sudden change in the stock market. (İngilizce: Hisse senedi piyasasındaki aniden gelen değişikliği kimse öngöremedi.)
12. The economists predicted that the recession would last for at least another year. (İngilizce: Ekonomistler, resesyonun en az bir yıl daha süreceğini tahmin ettiler.)
    13

13. The psychic’s prediction about the outcome of the game turned out to be correct. (İngilizce: Medyumun oyunun sonucuyla ilgili öngörüsü doğru çıktı.)
14. It’s hard to predict what the future holds, but we can always prepare for the worst-case scenario. (İngilizce: Geleceğin ne getireceğini tahmin etmek zor, ancak en kötü senaryoya hazırlıklı olabiliriz.)
15. The stockbroker was able to predict the rise in the value of the company’s shares. (İngilizce: Borsacı, şirketin hisselerinin değerindeki yükselişi öngörebildi.)
16. The psychic’s prediction about my love life was completely wrong. (İngilizce: Medyumun benim aşk hayatımla ilgili öngörüsü tamamen yanlış çıktı.)
17. The police were able to predict the suspect’s next move and apprehend him. (İngilizce: Polis, şüphelinin sonraki hamlesini öngörebildi ve onu yakaladı.)
18. The weatherman predicted a mild winter, but we ended up with heavy snowfall. (İngilizce: Hava durumu sunucusu, hafif bir kış tahmin etti, ancak ağır kar yağışı yaşadık.)
19. The coach’s ability to predict his opponent’s strategy was key to his team’s victory. (İngilizce: Antrenörün rakip takımın stratejisini öngörebilme yeteneği, takımının zaferinde önemliydi.)
20. The study attempted to predict the long-term effects of climate change on the ecosystem. (İngilizce: Çalışma, ekosisteme iklim değişikliğinin uzun vadeli etkilerini öngörmeye çalıştı.)