Precocious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precocious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precocious

Anlamı: Normalden daha erken veya gelişmiş bir zamanda gelişmiş veya yetenekli olan kişi veya şey.

Örnek Cümleler:

  1. He was a precocious child who started reading at age three.

    O, üç yaşında okumaya başlayan, gelişmiş bir çocuktu.

  2. The young artist showed a precocious talent for painting.

    Genç sanatçı resim yapma konusunda gelişmiş bir yetenek gösterdi.

  3. The precocious student was years ahead of his classmates.

    Erken gelişen öğrenci sınıf arkadaşlarından yıllar öndeydi.

  4. Her precocious intelligence made her the top student in her class.

    Onun erken gelişmiş zekası onu sınıfındaki en iyi öğrenci yaptı.

  5. The precocious foal was running with the other horses in no time.

    Erken gelişen tay diğer atlarla birlikte kısa sürede koşuyordu.

  6. The precocious child was able to solve complex math problems with ease.

    Erken gelişen çocuk karmaşık matematik problemlerini kolayca çözebiliyordu.

  7. The precocious plant began to flower much earlier than expected.

    Erken gelişen bitki beklenenden çok daha erken çiçek açmaya başladı.

  8. The precocious young actor landed a role in a major motion picture.

    Erken gelişmiş genç oyuncu büyük bir sinema filminde rol aldı.

  9. The precocious toddler was already speaking in full sentences.

    Erken gelişen çocuk tam cümlelerle konuşmaya başlamıştı.

  10. The precocious student skipped a grade because of his advanced abilities.

    Erken gelişen öğrenci yetenekleri nedeniyle bir sınıf atladı.

  11. The prec

    ocious kitten was already pouncing and playing like an adult cat.

    Erken gelişen kedi yavrusu zaten yetişkin bir kedi gibi zıplayıp oynuyordu.

  12. The precocious entrepreneur started his own business at age 16.

    Erken gelişen girişimci 16 yaşında kendi işini kurdu.

  13. The precocious bird was able to fly much earlier than its siblings.

    Erken gelişen kuş kardeşlerinden çok daha erken uçmaya başlayabildi.

  14. The precocious young musician was already composing his own songs.

    Erken gelişen genç müzisyen kendi şarkılarını yazmaya başlamıştı.

  15. The precocious athlete was competing at a national level at age 12.

    Erken gelişen sporcu 12 yaşında ulusal düzeyde yarışıyordu.

  16. The precocious young chef was already cooking meals for his family at age 10.

    Erken gelişen genç şef 10 yaşında ailesi için yemek pişirmeye başlamıştı.

  17. The precocious plant grew much faster than the others in the garden.

    Erken gelişen bitki bahçedeki diğerlerinden çok daha hızlı büyüdü.

  18. The precocious child could already play complex pieces on the piano.

    Erken gelişen çocuk piyanoda karmaşık parçaları çalmaya başlamıştı.

  19. The precocious young writer published her first book at age 16.

    Erken gelişen genç yazar 16 yaşında ilk kitabını yayımladı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.