Precisely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precisely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precisely

Precisely, tam olarak, kesin olarak anlamına gelir. Ayrıca bir şeyin tam yerini veya konumunu belirtmek için de kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. Precisely at 10:00 pm, the party started.
    (Tam olarak saat 10’da parti başladı.)

  2. Please give me precise directions to your house.
    (Lütfen evinize kesin yönergeler verin.)

  3. He knew precisely how to fix the problem.
    (O problemi nasıl düzelteceğini kesin olarak biliyordu.)

  4. The measurements need to be precise for the experiment to work.
    (Deneyin çalışması için ölçümlerin kesin olması gerekiyor.)

  5. The map showed the precise location of the treasure.
    (Harita, hazinenin tam konumunu gösterdi.)

  6. She described the suspect precisely to the police.
    (Sanığı polise kesin olarak tarif etti.)

  7. The temperature needs to be precisely controlled for the experiment.
    (Deney için sıcaklığın kesin olarak kontrol edilmesi gerekiyor.)

  8. The report provided precise details of the accident.
    (Rapor, kazanın kesin ayrıntılarını sağladı.)

  9. The timing of the performance needs to be precise.
    (Gösterinin zamanlaması kesin olmalı.)

  10. The machine is able to cut precise angles.
    (Makine, kesin açılar kesme yeteneğine sahiptir.)

  11. The deadline for the project is precisely one month from today.
    (Projenin son teslim tarihi, bugünden kesin olarak bir ay sonra.)

  12. The instructions were precise and easy to follow.
    (Talimatlar kesin ve takip etmesi kolaydı.)

  13. The architect drew precise plans for the building.
    (Mimar, binanın kesin planlarını çizdi.)

  14. The experiment needs to be repeated with precise measurements.
    (Deney, kes

in ölçümlerle tekrarlanması gerekiyor.)

  1. The speech was precisely what the audience wanted to hear.
    (Konuşma, izleyicinin duymak istediği şeylerin tam olarak idi.)

  2. The surgeon performed the operation with precise precision.
    (Cerrah, kesinlikle hassasiyetle ameliyatı gerçekleştirdi.)

  3. The document needs to be precisely formatted before it can be submitted.
    (Belge, teslim edilmeden önce kesinlikle biçimlendirilmelidir.)

  4. The recipe requires precise measurements of the ingredients.
    (Tarif, malzemelerin kesin ölçülerini gerektirir.)

  5. The satellite was able to capture precise images of the planet.
    (Uydu, gezegenin kesin görüntülerini yakalayabildi.)

  6. The teacher gave precise instructions on how to complete the assignment.
    (Öğretmen, ödevi nasıl tamamlayacakları konusunda kesin talimatlar verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.