Flophouse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flophouse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flophouse Nedir?

Flophouse, genellikle seyyar işçilerin veya evsizlerin konakladığı, kalitesiz ve ucuz bir konaklama yeridir. Bu tür yerler genellikle kötü şartlarda, sağlıksız ve güvensiz koşullarda olabilir.

Örnek cümleler:

  1. I stayed in a flophouse while I was traveling through the city. (Şehirde seyahat ederken bir pansiyonda kaldım.)
  2. The flophouse was dirty and cramped. (Pansiyon kirli ve sıkışıktı.)
  3. The only place he could afford to stay was a flophouse. (Kalabileceği tek yer bir pansiyondu.)
  4. The local government closed down the flophouse due to safety concerns. (Yerel hükümet güvenlik endişeleri nedeniyle pansiyonu kapattı.)
  5. The flophouse was infested with rats and bugs. (Pansiyon fareler ve böceklerle doluydu.)
  6. She was forced to live in a flophouse after losing her job. (İşini kaybettikten sonra bir pansiyonda yaşamak zorunda kaldı.)
  7. The flophouse was noisy and uncomfortable. (Pansiyon gürültülü ve rahatsız ediciydi.)
  8. The police raided the flophouse and arrested several people. (Polis pansiyona baskın yaparak birkaç kişiyi tutukladı.)
  9. He spent the night in a flophouse before catching the early train. (Erken treni yakalamadan önce bir pansiyonda gece geçirdi.)
  10. The flophouse charged by the hour, not by the night. (Pansiyon saatlik ücret alıyordu, gecelik değil.)
  11. He was kicked out of the flophouse for breaking the rules. (Kuralları çiğnediği için pansiyondan atıldı.)
  12. The conditions in the flophouse were deplorable. (Pansiyondaki koşullar içler acısıydı.)
  13. She felt unsafe in the flophouse and decided to leave. (Pansiyonda kendini güvende hissetmedi ve ayrılmaya karar verdi.)
  14. The flophouse had no running water or electricity. (Pansiyonda akan su veya elektrik yoktu.)
  15. He met some interesting characters in the flophouse. (Pansiyonda ilginç karakterlerle tanıştı.)
  16. The flophouse was located in a seedy part of town. (Pansiyon şehrin pis bölgelerinden birindeydi.)
  17. She stayed in the flophouse for a few nights until she found a better place to stay. (Daha iyi bir yer bulana kadar birkaç gece pansiyonda kaldı.)
  18. The flophouse was a last resort for those who had nowhere else to go. (Pansiyon başka hiçbir yeri olmayanlar için son çaredi.)
  19. The flophouse was shut down by the health department for health code violations. (Sağlık kodlarına uymadığı için pansiyon kapatıldı.)
  20. He was robbed in

the flophouse and lost all of his belongings. (Pansiyonda soyuldu ve tüm eşyalarını kaybetti.)

(Türkçe açıklamalar için kalın olarak yazılmış İngilizce cümlelerin hemen yanında yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.