Pollutant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pollutant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pollutant Nedir?

Pollutant kelimesi Türkçe’de “kirlilik yaratan madde” anlamına gelir. Bu maddeler çevreye zarar vererek insan sağlığına da olumsuz etkileri olan atık, gaz, sıvı veya katı maddeleri ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. Air pollution is caused by pollutants such as car exhaust and industrial emissions. (Hava kirliliği, araba egzosu ve endüstriyel emisyonlar gibi kirletici maddelerden kaynaklanır.)
2. The factory was fined for releasing pollutants into the nearby river. (Fabrika, yakındaki nehre kirletici maddeler saldığı için cezalandırıldı.)
3. Water pollution is a serious problem in many parts of the world due to industrial and agricultural pollutants. (Endüstriyel ve tarımsal kirleticiler nedeniyle su kirliliği, dünyanın birçok bölgesinde ciddi bir sorundur.)
4. Many cleaning products contain pollutants that are harmful to the environment. (Birçok temizlik ürünü, çevreye zararlı olan kirleticiler içerir.)
5. The government has implemented measures to reduce the amount of pollutants released into the atmosphere. (Hükümet, atmosfere salınan kirleticilerin miktarını azaltmak için önlemler almıştır.)
6. The pollutants in the air can cause respiratory problems and other health issues. (Hava kirleticileri, solunum problemleri ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.)
7. The polluted water was deemed unsafe for swimming or drinking. (Kirlenmiş su, yüzme veya içme için güvenli olarak kabul edilmedi.)
8. The use of fossil fuels is a major contributor to the production of air pollutants. (Fosil yakıtların kullanımı, hava kirleticilerinin üretimine önemli bir katkı sağlar.)
9. The factory had to install a filtration system to reduce the amount of pollutants released into the air. (Fabrika, havaya salınan kirleticilerin miktarını azaltmak için bir filtreleme sistemi kurmak zorunda kaldı.)
10. The pollutants from the nearby landfill were contaminating the groundwater. (Yakındaki çöplükten gelen kirleticiler yeraltı suyunu kirletiyordu.)
11. The government imposed stricter regulations on industries to reduce their pollutants. (Hükümet, endüstrilerin kirleticilerini azaltmak için daha sıkı düzenlemeler getirdi.)
12. The use of pesticides and fertilizers in agriculture can lead to soil pollution and other forms of pollution. (Tarımda kullanılan pestisitler ve gübreler, toprak kirliliğine ve diğer çeşitli kirlilik türlerine neden olabilir.)
13. The pollutants in the river were killing off the fish population. (Nehirdeki kirleticiler, balık nüfusunu yok ediyordu.)
14. Many cities have implemented programs to encourage people to use public transportation in order to reduce air pollutants. (Birçok şehir, hava kirleticilerini az

altmak için insanları toplu taşımayı kullanmaya teşvik etmek için programlar uygulamıştır.)
15. The construction site was required to take measures to prevent the release of pollutants into the air and water. (İnşaat alanı, havaya ve suya kirletici maddelerin salınmasını önlemek için önlemler almaya zorlandı.)

16. The government provided funding for research into cleaner technologies that produce fewer pollutants. (Hükümet, daha az kirletici üreten daha temiz teknolojiler konusunda araştırmalar için finansman sağladı.)
17. The smokestacks from the power plant were emitting pollutants into the air. (Enerji santralinin baca boruları, havaya kirleticiler salıyordu.)
18. The use of electric cars can help reduce the amount of pollutants in the air. (Elektrikli arabaların kullanımı, havadaki kirleticilerin miktarını azaltmaya yardımcı olabilir.)
19. The pollutants in the soil were affecting the growth of plants in the area. (Topraktaki kirleticiler, bölgedeki bitki büyümesini etkiliyordu.)
20. The government is working to educate the public about the dangers of pollutants and how they can reduce their impact on the environment. (Hükümet, insanları kirleticilerin tehlikeleri hakkında bilgilendirmek ve çevreye olan etkilerini azaltmanın yollarını göstermek için çalışıyor.)