Pocket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pocket İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pocket

Pocket, “cep” veya “cüzdan” anlamına gelen bir kelime olarak kullanılmaktadır. Ancak günümüzde “Pocket” kelimesi, bir uygulama adı olarak en çok kullanılan anlamıdır. Bu uygulama, internet üzerinden makale, video ve diğer içerikleri kaydetmek ve daha sonra offline olarak okumak için kullanılmaktadır.

Örnek cümleler:

1. I always keep some cash in my pocket. (Cebimde her zaman biraz nakit para bulundururum.)
2. She took out her phone from her pocket. (Cep telefonunu cebinden çıkardı.)
3. He put his keys in his pocket. (Anahtarlarını cebine koydu.)
4. I saved an interesting article to my Pocket app. (İlginç bir makaleyi Pocket uygulamama kaydettim.)
5. The Pocket app is a great way to save articles for later. (Pocket uygulaması, daha sonra okumak için makaleler kaydetmek için harika bir yoldur.)
6. I use Pocket to save recipes I want to try later. (Denemek istediğim tarifleri kaydetmek için Pocket’i kullanırım.)
7. She spent the whole day with her hands in her pockets. (Bütün gün elleri cebinde geçirdi.)
8. He lost his wallet and all his money was gone. (Cüzdanını kaybetti ve tüm parası gitti.)
9. I found a lucky penny in my pocket. (Cebimde şanslı bir madeni para buldum.)
10. The tailor sewed a pocket onto the inside of the jacket. (Terzi ceketin içine bir cebi dikti.)
11. I need to buy a new pocket notebook. (Yeni bir cep defteri almam gerekiyor.)
12. He put his phone in his pocket and forgot about it. (Telefonunu cebine koydu ve unuttu.)
13. She reached into her pocket and pulled out a pen. (Cebine uzandı ve bir kalem çıkardı.)
14. I always carry a small pocket knife with me. (Her zaman küçük bir çakı taşırım.)
15. The little girl found a shiny rock and put it in her pocket. (Küçük kız parlak bir taş buldu ve cebine koydu.)
16. He kept his hand in his pocket to keep it warm. (Elini ısıtmak için cebinde tuttu.)
17. The thief stole her purse from her pocket. (Hırsız cüzdanını cebinden çaldı.)
18. She tucked her hair behind her ear and put her hands in her pockets. (Saçını kulağının arkasına taktı ve ellerini cebine koydu.)
19. I always forget my phone charger in my pocket. (Telefon şarjımı hep cebimde unuturum.)
20. He pulled out a crumpled piece of paper from his pocket. (Cebinden buruşuk bir kağıt çıkardı.)

21. The tailor suggested adding an extra pocket to the jacket. (Terzi, cekete ek bir cep eklemeyi önerdi.)
22. I found a lost key in my pocket. (Cebimde kaybolmuş bir anahtar buldum.)
23. She put her hand in her pocket to check if she had her keys. (Anahtarlarının cebinde olup olmadığını kontrol etmek için elini cebine koydu.)
24. He placed his hand over his pocket to protect his wallet from pickpockets. (Cüzdanını yankesicilerden korumak için elini cebine koydu.)
25. She stored her headphones in her pocket when she wasn’t using them. (Kulaklıklarını kullanmadığı zamanlarda cebine koydu.)
26. He had a hole in his pocket and kept losing small items. (Cebinde bir delik vardı ve küçük eşyaları sürekli kaybediyordu.)
27. She bought a new phone case with a pocket for her credit cards. (Kredi kartları için bir cebi olan yeni bir telefon kılıfı satın aldı.)
28. He kept his important documents in a secure pocket of his bag. (Önemli belgelerini çantasının güvenli bir cebinde tuttu.)
29. She wore a dress with pockets to keep her hands warm. (Elini ısıtmak için cebi olan bir elbise giydi.)
30. He found a crumpled piece of paper with an important phone number in his pocket. (Önemli bir telefon numarası olan buruşuk bir kağıt parçası cebinde buldu.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)