Fervently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fervently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fervently

Fervently, Türkçe anlamı olarak tutkulu, şevkle, canlı olarak gibi anlamlara gelmektedir. Aşağıda fervently kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler verilmiştir.

  1. I fervently hope that we can find a solution to this problem. (Bu soruna çözüm bulabileceğimize şiddetle umut ediyorum.)
  2. She fervently believed that she could win the competition. (Yarışmayı kazanabileceğine şiddetle inanıyordu.)
  3. The crowd fervently cheered for their favorite team. (Kalabalık, favori takımları için coşkuyla tezahürat etti.)
  4. The singer sang the national anthem fervently. (Şarkıcı milli marşı coşkuyla söyledi.)
  5. The activist fervently advocated for human rights. (Aktivist insan hakları için şiddetle savundu.)
  6. The students fervently studied for their final exams. (Öğrenciler, final sınavları için şevkle çalıştılar.)
  7. The preacher spoke fervently about forgiveness and redemption. (Vaiz, affetme ve kurtuluş hakkında coşkuyla konuştu.)
  8. She fervently prayed for her sick mother. (Hasta annesi için şiddetle dua etti.)
  9. The politician fervently campaigned for social justice. (Politikacı, sosyal adalet için şiddetle kampanya yürüttü.)
  10. He fervently pursued his dreams and never gave up. (Rüyalarını şiddetle takip etti ve asla pes etmedi.)
  11. The artist painted fervently for hours without taking a break. (Sanatçı, aralıksız saatlerce coşkuyla resim yaptı.)
  12. The writer fervently expressed her emotions in her poetry. (Yazar, şiirlerinde duygularını şiddetle ifade etti.)
  13. The athlete trained fervently every day to prepare for the competition. (Sporcu, yarışmaya hazırlanmak için her gün şevkle antrenman yaptı.)
  14. The soldiers fought fervently to defend their country. (Askerler, ülkelerini savunmak için şiddetle savaştılar.)
  15. The fans cheered fervently as their favorite band took the stage. (Hayranlar, favori grupları sahneye çıkarken coşkuyla tezahürat ettiler.)
  16. The teacher fervently encouraged her students to pursue their passions. (Öğretmen, öğrencilerinin tutkularını takip etmeleri için şiddetle teşvik etti.)
  17. The couple danced fervently to their favorite song. (Çift, favori şarkılarına şevkle dans etti.)
  18. The scientist fervently researched a cure for the disease. (Bilim adamı, hastalığın tedavisi için şiddetle araştırma yaptı.)
  19. The volunteers worked fervently to help those in need. (Gönüllüler, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için şevkle çalıştılar.)
  20. The entrepreneur fervently pursued his business ideas until he succeeded. (Girişimci

, yeni bir kelime için istek yapmanız gerekiyor. Nasıl yardımcı olabilirim?

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.