Plummet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plummet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plummet

Plummet kelimesi Türkçe’de “düşmek, çakılmak, ani düşüş” gibi anlamlara gelmektedir.

1. The plane’s altitude began to plummet rapidly. (Uçağın irtifası hızla düşmeye başladı.)
2. After the company’s stocks fell, its value plummeted. (Şirketin hisseleri düştükten sonra, değeri çakıldı.)
3. The temperature will plummet tonight, so don’t forget to bring a coat. (Bu gece sıcaklık düşecek, bu yüzden ceketini yanına almayı unutma.)
4. The singer’s career plummeted after his controversial statements. (Şarkıcının tartışmalı açıklamalarından sonra kariyeri hızla düştü.)
5. The elevator cable broke and the car plummeted down the shaft. (Asansör kablosu koptu ve araba şafta doğru düştü.)
6. The company’s profits have plummeted since the pandemic began. (Pandemi başladığından beri şirketin karları düşmeye devam ediyor.)
7. The diver plummeted into the deep blue sea. (Dalgıç derin mavi denize düştü.)
8. The economy has begun to plummet due to political instability. (Politik istikrarsızlık nedeniyle ekonomi düşmeye başladı.)
9. The skier lost control and started to plummet down the mountain. (Kayakçı kontrolü kaybetti ve dağın aşağısına düşmeye başladı.)
10. The building’s value will plummet if it’s not maintained properly. (Bina düzgün şekilde bakım yapılmazsa değeri düşecektir.)
11. The stock market plummeted after the announcement of new tariffs. (Yeni tarifelerin duyurulmasından sonra hisse senedi piyasası düştü.)
12. The bungee jumper plummeted towards the river before bouncing back up. (Bungee jumper nehire doğru düştü ve sonra geri zıpladı.)
13. The plane’s engine failed and it began to plummet towards the ground. (Uçağın motoru arızalandı ve yere doğru düşmeye başladı.)
14. The climber lost his grip and plummeted down the cliff. (Tırmanıcı tutunamadı ve uçuruma doğru düştü.)
15. The team’s performance began to plummet after the coach left. (Antrenör ayrıldıktan sonra takımın performansı düşmeye başladı.)
16. The bird plummeted from the sky and landed on the ground. (Kuş gökyüzünden düştü ve yere indi.)
17. The company’s reputation plummeted after the scandal was exposed. (Skandal ortaya çıktıktan sonra şirketin itibarı düştü.)
18. The rocket plummeted towards the earth after it malfunctioned. (Roket arızalandıktan sonra yere doğru düştü.)
19. The car’s brakes failed and it began to plummet down the steep hill. (Arabanın frenleri başarısız oldu ve dik yokuş aşağı düşmeye baş

20. The athlete’s performance began to plummet after his injury. (Sporcu sakatlandıktan sonra performansı düşmeye başladı.)

Note: Plummet is a verb and can also be used as a noun, but in this prompt, we focused on its verb form.