Plant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plant (Bitki)

Plant, yaşayan organizmaların bir çoğuna verilen genel bir addır. Fotosentez yapabilme yeteneği sayesinde kendilerine enerji sağlayan bitkiler, doğanın önemli bir parçasıdır.

  1. Many plants require sunlight to grow. (Birçok bitki büyümesi için güneşe ihtiyaç duyar.)
  2. The plant needs to be watered every day. (Bitki her gün sulanmalıdır.)
  3. She loves to plant flowers in her garden. (Bahçesine çiçek dikmeyi sever.)
  4. Plants provide oxygen for humans to breathe. (Bitkiler, insanların nefes alması için oksijen sağlar.)
  5. He wants to study plant biology in college. (Üniversitede bitki biyolojisi öğrenmek istiyor.)
  6. The plant is dying because it’s not getting enough water. (Bitki yeterli su alamadığı için ölüyor.)
  7. There are many different types of plants in the rainforest. (Ormanın içinde birçok farklı bitki türü bulunur.)
  8. We planted a vegetable garden in the backyard. (Arka bahçeye bir sebze bahçesi dikildi.)
  9. The plant grew taller than we expected. (Bitki beklediğimizden daha uzun büyüdü.)
  10. She studies the medicinal properties of plants. (Bitkilerin tıbbi özelliklerini araştırır.)
  11. My favorite plant is the sunflower. (En sevdiğim bitki ayçiçeğidir.)
  12. They planted trees along the street to provide shade. (Gölge sağlamak için sokak boyunca ağaç diktiler.)
  13. The plant is in a pot on the windowsill. (Bitki pencere pervazındaki bir saksıda.)
  14. He bought a new plant for his office. (Ofisi için yeni bir bitki satın aldı.)
  15. Plants are an important source of food for many animals. (Bitkiler, birçok hayvan için önemli bir besin kaynağıdır.)
  16. She learned how to plant a garden from her grandmother. (Büyükannesinden bahçe nasıl dikileceği öğrendi.)
  17. The plant has beautiful, colorful flowers. (Bitkinin güzel, renkli çiçekleri var.)
  18. He spent the day pruning the plants in the greenhouse. (Seralarda bitkileri budama işiyle gününü geçirdi.)
  19. The plant’s leaves turn yellow in the fall. (Bitkinin yaprakları sonbaharda sarıya döner.)
  20. We need to find a way to protect endangered plant species. (Tehlike altındaki bitki türlerini korumak için bir yol bulmam

ız.

Plant (Ekim)

Plant kelimesi aynı zamanda tohum veya fideyi toprağa yerleştirerek bitki yetiştirme işlemine de atıfta bulunur.

  1. We need to plant more trees to combat climate change. (İklim değişikliğiyle mücadele etmek için daha fazla ağaç dikmemiz gerekiyor.)
  2. He spent the afternoon planting vegetables in the garden. (Bahçede sebze dikerek öğleden sonrayı geçirdi.)
  3. They decided to plant a flower bed in the front yard. (Ön bahçeye bir çiçek yatağı dikmeye karar verdiler.)
  4. We planted a row of tomatoes in the vegetable patch. (Sebze bahçesine bir sıra domates dikildi.)
  5. She loves to plant herbs in pots on the balcony. (Balkonda saksılara baharat bitkisi dikmeyi sever.)
  6. They hired a landscaper to plant flowers and shrubs in the backyard. (Arka bahçeye çiçekler ve çalılar dikmek için bir peyzaj mimarı tuttular.)
  7. The farmer planted corn in the field behind his house. (Çiftçi evinin arkasındaki tarlaya mısır ekti.)
  8. We need to plant new grass in the lawn to cover the bare spots. (Çıplak yerleri kapatmak için çimlerin yeniden ekilmesi gerekiyor.)
  9. She planted a rose bush by the front door. (Ön kapının yanına bir gül çalısı dikti.)
  10. He wants to plant a fruit orchard on his farm. (Çiftliğinde bir meyve bahçesi kurmak istiyor.)

Plant (Tesis)

Plant kelimesi ayrıca bir fabrika veya üretim tesisi için de kullanılır.

  1. They are building a new plant to manufacture solar panels. (Güneş panelleri üretmek için yeni bir tesis inşa ediyorlar.)
  2. The plant produces cars for export to other countries. (Fabrika diğer ülkelere ihraç edilecek arabalar üretiyor.)
  3. He works at a chemical plant that produces fertilizers. (Gübre üreten bir kimya fabrikasında çalışıyor.)
  4. The power plant generates electricity for the entire city. (Enerji santrali şehirdeki tüm elektriği üretir.)
  5. She owns a textile plant that makes clothing and linens. (Kıyafet ve ev tekstili üreten bir tekstil fabrikası sahibidir.)
  6. They invested in a new plant to increase production capacity. (Üretim kapasitesini artırmak için yeni bir tesis yatırımı yaptılar.)
  7. The pharmaceutical plant produces drugs for treating cancer. (İlaç üretim tesisi kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar üretir

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.