Plait İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Plait Nedir?
Plait, birkaç uzun ipliğin örülmesiyle yapılan örgüdür.
- She plaited her hair for the party. (Parti için saçlarını ördü.)
- The little girl’s hair was in plaits. (Küçük kızın saçları örgülüydü.)
- The horse’s mane was plaited for the competition. (Yarış için atın manesi örülmüştü.)
- She wore a plaited belt with her jeans. (Kot pantolonuyla örgülü bir kemer takmıştı.)
- Her grandmother taught her how to plait baskets. (Büyükannesi ona sepet örmeyi öğretti.)
- The baker plaited the dough to make a braided bread. (Fırıncı, örgülü bir ekmek yapmak için hamuru ördü.)
- The rope was made of three plaited strands. (Halat, üç örülü tel ile yapılmıştı.)
- She plaited a rope out of the long grass. (Uzun çimlerden bir halat ördü.)
- He plaited his beard as a form of meditation. (Meditasyon şekli olarak sakalını ördü.)
- The ribbon was plaited with two different colors. (Kurdela, iki farklı renkle örülmüştü.)
- She plaited a friendship bracelet for her best friend. (En yakın arkadaşı için dostluk bilekliği ördü.)
- The artist plaited different shades of yarn for her tapestry. (Sanatçı, duvar halısı için farklı renklerde yünleri ördü.)
- She plaited a leash for her dog. (Köpeği için bir tasma ördü.)
- The basket was made of plaited bamboo. (Sepet, örülmüş bambudan yapılmıştı.)
- He plaited the rope tightly to make a sturdy knot. (Sıkıca halatı ördü ve sağlam bir düğüm yapmak için.)
- The hairdresser plaited a crown braid for the bride. (Kuaför, gelin için bir taç örgüsü ö
rdü.)
- The basket weaver showed us how to plait the reeds. (Sepet dokumacısı, kamışları nasıl örülmesi gerektiğini gösterdi.)
- She plaited a belt out of leather strips. (Deri şeritlerinden bir kemer ördü.)
- The fishermen plaited their nets before going out to sea. (Balıkçılar, denize açılmadan önce ağlarını ördüler.)
- She plaited a string of flowers for her hair. (Saçları için çiçekli bir örgü yaptı.)
Hemen Yorum Yaz