Plaintive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Plaintive (Melankolik, Hüzünlü) İle İlgili Cümleler:
Plaintive kelimesi melankolik, hüzünlü, acılı veya şikayetkâr bir şekilde ifade edilen anlamda kullanılır. İşte bu kelimenin kullanıldığı 20 örnek cümle:
- Her akşam plaintive bir şarkı söylüyormuş gibi çalınan o piyano müziği beni çıldırtıyor. (Every evening, the plaintive piano music being played drives me insane.)
- O’nun yüzünde her zaman bir hüzünlü ve plaintive ifade vardı. (There was always a sad and plaintive expression on her face.)
- Hüzünlü ve plaintive melodiler, özellikle ayrılık zamanlarında insanların yüreklerine işler. (Sad and plaintive melodies especially touch people’s hearts during times of separation.)
- Sana olan özlemim içimde sürekli bir plaintive şarkı çalıyor gibi hissettiriyor. (My longing for you makes me feel like a plaintive song is constantly playing inside me.)
- O, acılı bir sesle plaintive bir şarkı söyledi ve hepimizi hüzünlendirdi. (She sang a plaintive song with a mournful voice and made us all sad.)
- Hüzünlü ve plaintive bir bakışla bana baktı ve ayrılmadan önce sarıldı. (She looked at me with a sad and plaintive gaze and hugged me before leaving.)
- Şarkıcının sesiyle birlikte hüzünlü ve plaintive bir piyano melodisi de çalıyordu. (Along with the singer’s voice, a sad and plaintive piano melody was playing.)
- Karanlık ve yağmurlu bir günde, plaintive bir şarkı söylemek için doğru zaman gibidir. (On a dark and rainy day, it’s the perfect time to sing a plaintive song.)
- O’nun şikayetkâr ve plaintive sözleri, zor durumda olduğunu bize açıkça gösterdi. (Her complaining and plaintive words clearly showed us that she was in a difficult situation.)
- Melankolik ve plaintive müzik, aşk acısı çekenlerin yaralarına merhem olabilir. (Melancholic and plaintive music can heal the wounds of those who suffer from heartbreak.)
- Hüzünlü ve plaintive bir bakışla, sevdiği adamın arkasından bakarak uzaklaştı. (With a sad and plaintive look, she walked away while looking back at the man she loved.)
- Plaintive bir melodinin yankılandığı sessiz bir odada oturmak, insanın içini daraltır. (Sitting in a silent room where a plaintive melody echoes makes one feel suffocated.)
- Acılı ve plaintive bir ses tonu, insanların duygularına dokunur ve onları etkiler. (A mournful and plaintive tone of voice touches people’s emotions and affects them.)
- Sana olan hasretim, içimde hüzünlü ve plaintive bir şarkı çalıyor
- Şair, hüzünlü ve plaintive bir şiir yazarak sevgilisine olan özlemini ifade etti. (The poet expressed his longing for his lover by writing a sad and plaintive poem.)
- Hüzünlü ve plaintive bir müzik parçası, kaybettiğimiz sevdiklerimizi hatırlamamızı sağlar. (A sad and plaintive music piece helps us remember the loved ones we have lost.)
- Acılı ve plaintive bir bakışla, o gece orada olan herkesin kalbini kırdı. (With a mournful and plaintive look, she broke the hearts of everyone who was there that night.)
- Hüzünlü ve plaintive sözlerle dolu bir şarkı, ayrılık acısını daha da arttırabilir. (A song filled with sad and plaintive lyrics can intensify the pain of separation.)
- O, hüzünlü ve plaintive bir şekilde gözlerini kapattı ve hayatını kaybetti. (She closed her eyes in a sad and plaintive way and passed away.)
- Her akşam, plaintive bir şekilde ölen annesini anan genç kız, yüreği buruk bir şekilde uyudu. (Every evening, the young girl who mourns her mother in a plaintive way slept with a heavy heart.)
(Turkish translations are provided in parentheses.)
Hemen Yorum Yaz