Ping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ping İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ping kelimesi, bir bilgisayar veya sunucuya ağ üzerinden paketler göndererek yanıt almak için kullanılan bir araçtır. İşte ping kelimesiyle ilgili 20 örnek cümle:

  1. I’m going to ping our server to see if it’s responding. (Sunucumuzu yanıt verip vermediğini görmek için ping atacağım.)
  2. Could you ping me when you’re finished with that task? (O işleminizi bitirdiğinizde bana ping atabilir misiniz?)
  3. We’ve been experiencing some network issues, so I’m going to ping our router. (Ağda bazı sorunlar yaşıyoruz, bu yüzden yönlendiricimize ping atacağım.)
  4. The IT team is pinging all the computers to check for malware. (IT ekibi, kötü amaçlı yazılım kontrolü için tüm bilgisayarlara ping atıyor.)
  5. I tried pinging the website, but it appears to be down. (Web sitesine ping atmayı denedim, ama çevrimdışı gibi görünüyor.)
  6. Ping me when you arrive at the airport so I know you’re safe. (Havaalanına vardığında bana ping at, böylece güvende olduğunu bilirim.)
  7. I’m getting a high ping when playing this online game, which is causing lag. (Bu çevrimiçi oyunu oynarken yüksek ping alıyorum, bu da gecikmelere neden oluyor.)
  8. The administrator is pinging all the devices on the network to locate a rogue device. (Yönetici, ağdaki tüm cihazları pingleyerek bir suçlu cihazı bulmaya çalışıyor.)
  9. Ping is a useful tool for troubleshooting network connectivity issues. (Ping, ağ bağlantı sorunlarını gidermek için kullanışlı bir araçtır.)
  10. I pinged my friend to ask if they wanted to grab lunch. (Öğle yemeği için buluşmak isteyip istemediklerini sormak için arkadaşıma ping attım.)
  11. We’re receiving a high ping response time from the server, which is causing slow data transfer. (Sunucudan yüksek ping yanıt süresi alıyoruz, bu da yavaş veri transferine neden oluyor.)
  12. Ping is often used to measure the speed and stability of a network connection. (Ping, bir ağ bağlantısının hızını ve kararlılığını ölçmek için sıkça kullanılır.)
  13. I can’t connect to the Wi-Fi, so I’m going to ping the router to see if it’s working. (Wi-Fi’ye bağlanamıyorum, bu yüzden yönlendiricimize ping atacağım, çalışıp çalışmadığını görmek için.)
  14. The ping time between the two servers is too high, causing a bottleneck in our network. (İki sunucu arasındaki ping süresi çok yüksek, bu da ağımızda bir darboğaza n

eden oluyor.)
15. Ping can also be used to test the quality of a VoIP connection. (Ping, bir VoIP bağlantısının kalitesini test etmek için de kullanılabilir.)

  1. I’m going to ping my colleague to ask if they have the latest version of the document. (En son belgenin kendilerinde olup olmadığını sormak için meslektaşıma ping atacağım.)
  2. The ping command sends packets of data to a specific IP address and measures the time it takes to receive a response. (Ping komutu, belirli bir IP adresine veri paketleri gönderir ve yanıt almak için geçen süreyi ölçer.)
  3. I keep getting a high ping when playing online games, even though my internet connection is fast. (İnternet bağlantım hızlı olmasına rağmen, çevrimiçi oyunlar oynarken sürekli yüksek ping alıyorum.)
  4. The ping utility is available on most operating systems, including Windows, macOS, and Linux. (Ping yardımcı programı, Windows, macOS ve Linux dahil olmak üzere çoğu işletim sisteminde mevcuttur.)
  5. Our website is being targeted by a DDoS attack, so I’m pinging the server to see if it’s still up. (Web sitemize DDoS saldırısı yapılıyor, bu yüzden sunucumuza ping atıyorum, hala çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.