Piety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Piety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Piety

Piety kelimesi, Türkçe karşılığı dindarlık olan, dini hassasiyeti olan insanların sahip olduğu özellikleri ifade eder.

  1. My grandmother’s piety was evident in the way she prayed every day. (Büyükannemin dindarlığı, her gün dua etme şeklinde açıkça görülebilirdi.)
  2. The church is filled with the piety of the worshippers. (Kilise, ibadet edenlerin dindarlığı ile doludur.)
  3. Piety is an important aspect of many religions. (Dindarlık, birçok dinin önemli bir yönüdür.)
  4. His piety and devotion to God are inspiring. (Onun dindarlığı ve Tanrı’ya olan bağlılığı ilham vericidir.)
  5. The pilgrims’ piety was apparent as they walked towards the holy site. (Hacıların dindarlığı, kutsal yere doğru yürürken açıkça ortadaydı.)
  6. Piety is often reflected in one’s actions and behavior. (Dindarlık genellikle kişinin davranış ve tutumlarında yansıtılır.)
  7. She demonstrated her piety by volunteering at the church. (Kilisede gönüllü olarak çalışarak, dindarlığını gösterdi.)
  8. Piety is a personal and private matter for many people. (Dindarlık, birçok insan için kişisel ve özel bir konudur.)
  9. The monk’s piety was evident in his simple lifestyle and dedication to prayer. (Keşişin dindarlığı, basit yaşam tarzı ve dua etmeye olan bağlılığıyla açıkça ortadaydı.)
  10. The piety of the religious leaders was admired by their followers. (Dini liderlerin dindarlığı, takipçileri tarafından hayranlıkla karşılandı.)
  11. Piety can be expressed in many different ways, such as through prayer, fasting, and charity. (Dindarlık, dua, oruç tutma ve sadaka gibi birçok farklı şekilde ifade edilebilir.)
  12. His piety was tested when he faced difficult times, but he remained steadfast in his faith. (Zor zamanlarla karşılaştığında dindarlığı sınandı, ancak inancında kararlı kaldı.)
  13. The piety of the community was evident during the religious festival. (Topluluğun dindarlığı, dini festival sırasında açıkça ortadaydı.)
  14. Piety is not limited to one religion or belief system. (Dindarlık, tek bir din veya inanç sistemiyle sınırlı değildir.)
  15. The piety of the ancient Greeks was evident in their devotion to the gods. (Eski Yunanlıların dindarlığı, tanrılara olan bağlılıklarında açıkça ortadaydı.)
  16. She found solace in her piety during times of grief and sorrow. (Üzüntü ve keder anlarında dindarlığından güç buldu.)
  17. The piety of the monks was reflected in the beautiful artwork they created.
  1. Piety is often seen as a virtue in many cultures and religions. (Dindarlık, birçok kültür ve dinde bir erdem olarak görülür.)
  2. The piety of the congregation was evident as they sang hymns together. (Cemaatin dindarlığı, birlikte ilahi söyleyerek açıkça ortadaydı.)
  3. His piety was not just a matter of religion, but also a way of life. (Onun dindarlığı sadece dinle ilgili bir konu değil, aynı zamanda bir yaşam biçimiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.