Pie-Eyed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pie-Eyed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pie-Eyed Nedir?

Pie-eyed, İngilizce bir deyimdir ve aşırı alkollü olduğunuzu ifade eder. Bu ifade, gözlerinizi yuvarlayarak çekilen bir karikatürdeki karakterin gözlerinin şekline atıfta bulunur.

Örnek cümleler:

  1. Last night, he got pie-eyed and ended up dancing on the bar. (Dün gece, o pie-eyed oldu ve bara çıkıp dans etti.)
  2. She walked into the party already pie-eyed, and it was only 7 pm. (Partiye zaten pie-eyed olarak girdi ve saat daha 7 bile değildi.)
  3. Don’t drive when you’re pie-eyed. It’s dangerous. (Pie-eyed olduğunuzda araba kullanmayın. Tehlikelidir.)
  4. I can’t believe how pie-eyed he was at the wedding last night. (Dün gece düğünde ne kadar pie-eyed olduğuna inanamıyorum.)
  5. After a few drinks, he started to get a little pie-eyed. (Birkaç içki sonra, biraz pie-eyed olmaya başladı.)
  6. She always gets pie-eyed at the office holiday party. (Ofis tatil partisinde her zaman pie-eyed olur.)
  7. I didn’t realize how pie-eyed he was until he fell off his chair. (Sandalyeden düşene kadar ne kadar pie-eyed olduğunu fark etmedim.)
  8. It’s hard to take him seriously when he’s pie-eyed. (Pie-eyed olduğunda onu ciddiye almak zor.)
  9. She tried to hide her pie-eyed state, but her slurred speech gave it away. (Pie-eyed halini gizlemeye çalıştı ama düşük sesli konuşması ortaya çıkardı.)
  10. I don’t remember much from last night. I was pretty pie-eyed. (Dün gece hakkında çok şey hatırlamıyorum. Oldukça pie-eyed idim.)
  11. He went from being perfectly sober to completely pie-eyed in just an hour. (Sadece bir saat içinde mükemmel bir şekilde ayık olmaktan tamamen pie-eyed olmaya geçti.)
  12. She was so pie-eyed that she couldn’t even stand up straight. (O kadar pie-eyed oldu ki düz duramadı.)
  13. I don’t want to get pie-eyed tonight. I have to work early in the morning. (Bu gece pie-eyed olmak istemiyorum. Sabah erken çalışmam var.)
  14. He was pie-eyed during the entire party, and his friends had to take care of him. (Tüm parti boyunca pie-eyed idi ve arkadaşları ona bakmak zorunda kaldı.)
  15. I knew I was getting pie-eyed, so I stopped drinking early. (Pie-eyed olmaya başladığımı biliyordum, bu yüzden erken içmeyi bıraktım.)
  16. She woke up feeling terrible after getting pie-eyed at the bar last night. (Dün gece barda pie-eyed olduktan sonra kalktığında kendini kötü hissetti.)
  17. It’s hard to believe he’s a successful businessman when he gets pie-eyed every weekend. (Her hafta sonu pie-eyed olduğunda, başarılı bir iş adamı olduğ

ğuna inanmak zor.)
18. He always ends up pie-eyed at family gatherings, and his relatives find it embarrassing. (Aile toplantılarında her zaman pie-eyed olur ve akrabaları utanç verici bulur.)

  1. Getting pie-eyed is not a good way to deal with your problems. (Pie-eyed olmak, sorunlarınızla başa çıkmanın iyi bir yolu değildir.)
  2. The bartender refused to serve him any more drinks because he was already pie-eyed. (Bartender, zaten pie-eyed olduğu için ona daha fazla içki servis etmeyi reddetti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.