Phony İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Phony İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Phony Nedir?

Phony, sahte, yapmacık anlamına gelen bir sıfattır. Bir şeyin gerçek olmadığını veya dolandırıcılıkla ilgili olduğunu ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. She’s always putting on a phony smile, but I can tell she’s unhappy. (O her zaman yapmacık bir gülümseme yapıyor ama mutsuz olduğunu anlayabiliyorum.)
  2. The company was caught using phony financial documents to secure loans. (Şirket, kredileri güvence altına almak için sahte finans belgeleri kullandığı ortaya çıktı.)
  3. He has a phony accent that he picked up from watching too many British movies. (Çok sayıda İngiliz filmi izleyerek aldığı yapmacık bir aksanı var.)
  4. The designer was accused of selling phony designer handbags. (Tasarımcı, sahte tasarımcı çantaları satmakla suçlandı.)
  5. I can’t stand her phony personality. (Yapmacık kişiliğini tahammül edemiyorum.)
  6. The police arrested the man for using a phony ID card. (Polis, sahte bir kimlik kartı kullandığı için adamı tutukladı.)
  7. The politician’s promises turned out to be phony. (Politikacının vaatleri sahte çıktı.)
  8. She accused him of giving her a phony phone number. (Ona yapmacık bir telefon numarası verdiği suçlamasıyla onu suçladı.)
  9. The company claimed that their products were organic, but it turned out to be phony. (Şirket ürünlerinin organik olduğunu iddia etti, ancak sahte olduğu ortaya çıktı.)
  10. He put on a phony show of being interested in her just to get her to do him a favor. (Sadece ondan bir iyilik yapmasını istemek için ilgileniyormuş gibi yapmak zorunda kaldı.)
  11. She used a phony excuse to get out of going to the party. (Partiye gitmekten vazgeçmek için sahte bir bahane kullandı.)
  12. The company’s phony advertising claims landed them in legal trouble. (Şirketin sahte reklam iddiaları onları yasal sorunlarla karşı karşıya bıraktı.)
  13. The salesman tried to sell me a phony watch. (Satıcı bana sahte bir saat satmaya çalıştı.)
  14. The phony doctor was caught practicing medicine without a license. (Sahte doktor lisanssız tıp pratiği yaparken yakalandı.)
  15. She was disgusted by the phony compliments he gave her. (Onun verdiği yapmacık iltifatlardan tiksindi.)
  16. The detective suspected that the witness was giving a phony account of what happened. (Polis memuru, şahidin ne olduğuna dair sahte bir hesap verdiğinden şüphelendi.)
  17. The company’s phony claims about their products were exposed by an investigative journalist. (Şirketin ürünleri hakkındaki

sahte iddiaları bir araştırmacı gazeteci tarafından ortaya çıkarıldı.)
18. The phony psychic claimed to be able to talk to the dead. (Sahte medyum ölülerle konuşabilme iddiasında bulundu.)

  1. He was caught using a phony diploma to get a job. (İş bulmak için sahte bir diploma kullandığı ortaya çıktı.)
  2. The actress was accused of giving a phony performance in her latest movie. (Oyuncu, son filminde yapmacık bir performans sergilemekle suçlandı.)

Türkçe karşılıklar:

  1. yapmacık
  2. sahte
  3. yapmacık
  4. sahte
  5. yapmacık
  6. sahte
  7. sahte
  8. yapmacık
  9. sahte
  10. yapmacık
  11. yapmacık
  12. sahte
  13. sahte
  14. sahte
  15. yapmacık
  16. sahte
  17. sahte
  18. sahte
  19. sahte
  20. yapmacık

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.