Petticoat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Petticoat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Petticoat Nedir?

Petticoat, kadınların giydiği bir tür iç etek veya elbisenin altına giyilen hafif ve genellikle kısa bir kumaş parçasıdır. Amacı, elbise veya eteğin alt kısmının daha dolgun görünmesini sağlamak ve vücut hatlarının belirgin olmasını engellemektir.

Örnek Cümleler:

1. She was wearing a beautiful dress with a petticoat underneath. (O, altında petticoat olan güzel bir elbise giyiyordu.)
2. My grandmother used to wear a petticoat under her skirt. (Büyükannem eteğinin altına petticoat giyerdi.)
3. The bride’s petticoat made her wedding dress look even more beautiful. (Gelinin petticoat’ı düğün elbisesinin daha da güzel görünmesini sağladı.)
4. I need to buy a petticoat to wear under my new dress. (Yeni elbisemin altına giymek için petticoat satın almam gerekiyor.)
5. The little girl’s petticoat was showing under her skirt. (Küçük kızın eteğinin altından petticoat’ı görünüyordu.)
6. My petticoat kept getting tangled in my stockings. (Petticoat’ım çoraplarıma takılıp duruyordu.)
7. She chose a petticoat with lace trim to wear under her formal gown. (Resmi elbisesinin altına giymek için dantelli süslemeli bir petticoat seçti.)
8. My sister loves to twirl around in her petticoat. (Kardeşim petticoat’ı içinde dönüp durmaktan hoşlanıyor.)
9. I’m afraid my petticoat is too long for this dress. (Korkarım ki bu elbise için petticoat’ım çok uzun.)
10. The petticoat added some volume to her A-line skirt. (Petticoat, A-line eteğine biraz hacim kattı.)
11. My mother taught me how to make a petticoat out of old sheets. (Annem eski çarşaflardan petticoat yapmayı bana öğretti.)
12. The petticoat was made of soft cotton fabric. (Petticoat, yumuşak pamuklu kumaştan yapılmıştı.)
13. The dancer’s petticoat swirled around as she spun on stage. (Dansçının sahnede dönmesiyle petticoat’ı çevreleyen hareketler yaptı.)
14. She wore a petticoat to keep her legs warm during the winter. (Kışın bacaklarını sıcak tutmak için petticoat giydi.)
15. The petticoat peeked out from under her skirt as she walked. (Yürürken eteğinin altından petticoat çıktı.)
16. The dressmaker suggested adding a petticoat to give the dress more structure. (Terzi, elbiseye daha

fazla yapı kazandırmak için petticoat eklemeyi önerdi.)
17. The vintage petticoat she found at the thrift store was a real treasure. (İkinci el mağazasında bulduğu vintage petticoat gerçek bir hazinedi.)

18. She wore a petticoat with ruffles to add some flair to her outfit. (Kıyafetine biraz hareket katmak için püsküllü petticoat giydi.)
19. The ballerina’s petticoat helped her tutu stand out on stage. (Bale dansçısının petticoat’ı, tu-tu’sunun sahnede daha belirgin olmasına yardımcı oldu.)
20. The petticoat smoothed out the silhouette of the dress, giving it a more polished look. (Petticoat, elbisenin siluetini düzeltti ve daha pürüzsüz bir görünüm kazandırdı.)

(Türkçe çeviriler örnek cümlelerin hemen altında yazılmıştır.)