Pertub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pertub İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perturb Kelimesi:

Perturb, sarsmak, huzursuz etmek, rahatsız etmek anlamlarına gelmektedir.

1. The loud noise from the construction site perturbed the residents. (İnşaat alanından gelen yüksek ses, sakinleri rahatsız etti.)
2. The unexpected news perturbed her. (Beklenmedik haber onu sarsmıştı.)
3. The sudden change in plans perturbed him. (Planlarda beklenmedik bir değişiklik onu huzursuz etti.)
4. The strange behavior of his friend perturbed him. (Arkadaşının tuhaf davranışları onu endişelendirdi.)
5. The barking of the dog perturbed the peaceful atmosphere. (Köpeğin havlaması huzurlu ortamı bozdu.)
6. The stormy weather perturbed the flight schedule. (Fırtınalı hava, uçuş programını aksattı.)
7. The car accident perturbed the traffic flow. (Araç kazası, trafik akışını aksattı.)
8. The power outage perturbed the daily routine of the people. (Elektrik kesintisi, insanların günlük rutinini bozdu.)
9. The criticism from her boss perturbed her confidence. (Patronunun eleştirileri, onun özgüvenini sarsmıştı.)
10. The unexpected arrival of guests perturbed the host. (Misafirlerin beklenmedik gelişi, ev sahibini telaşlandırdı.)
11. The malfunctioning equipment perturbed the production process. (Arızalı ekipman, üretim sürecini aksattı.)
12. The high noise level in the classroom perturbed the students’ concentration. (Sınıftaki yüksek ses seviyesi, öğrencilerin konsantrasyonunu bozdu.)
13. The delay in the delivery of the goods perturbed the customer. (Mal teslimatındaki gecikme, müşteriyi rahatsız etti.)
14. The presence of a stranger perturbed the cat. (Yabancı birinin varlığı, kediyi huzursuz etti.)
15. The strange smell in the room perturbed the guests. (Odadaki garip koku, konukları rahatsız etti.)
16. The unexpected cancellation of the event perturbed the attendees. (Etkinliğin beklenmedik bir şekilde iptal edilmesi, katılımcıları endişelendirdi.)
17. The technical issues with the website perturbed the users. (Web sitesindeki teknik sorunlar, kullanıcıları rahatsız etti.)
18. The malfunctioning alarm perturbed the building occupants. (Arızalı alarm, binada bulunanları huzursuz etti.)
19. The sudden stop of the train perturbed the passengers. (Trenin beklenmedik şekilde durması, yolcuları endişelendirdi.)
20. The disturbing images in the movie perturbed the viewers. (Filmdeki rahatsız edici görüntüler, izleyicileri etkiledi.)

More Examples:

21. The political uncertainty perturbed the investors. (Siyasi belirsizlik, yatırımcıları endişelendirdi.)
22. The unusual behavior of the child perturbed his parents. (Çocuğun tuhaf davranışları, ebeveynlerini rahatsız etti.)
23. The loss of the game perturbed the players. (Oyunun kaybedilmesi, oyuncuları etkiledi.)
24. The disturbing news on social media perturbed the public. (Sosyal medyada paylaşılan rahatsız edici haberler, halkı endişelendirdi.)
25. The broken glass on the floor perturbed the guests. (Yerdeki kırık cam, konukları rahatsız etti.)
26. The malfunctioning elevator perturbed the building occupants. (Arızalı asansör, binada bulunanları huzursuz etti.)
27. The unexpected expense perturbed his budget. (Beklenmedik bir harcama, bütçesini zora soktu.)
28. The noise from the traffic perturbed the quiet neighborhood. (Trafik gürültüsü, sessiz mahalleyi rahatsız etti.)
29. The sudden illness of his friend perturbed him. (Arkadaşının aniden hastalanması, onu endişelendirdi.)
30. The unexpected visitor perturbed her evening plans. (Beklenmedik bir ziyaretçi, akşam planlarını bozdu.)