Perpetrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perpetrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perpetrate İle İlgili Cümleler

Perpetrate kelimesi, kötü veya suçlu bir eylemi işlemek, gerçekleştirmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. He was arrested for perpetrating the crime. (O, suçu işlediği için tutuklandı.)
  2. She was accused of perpetrating the fraud. (O, dolandırıcılığı işlediği için suçlandı.)
  3. The terrorists were planning to perpetrate an attack. (Teröristler bir saldırı gerçekleştirmeyi planlıyorlardı.)
  4. He admitted to perpetrating the vandalism. (O, haksız yere mülke zarar verdiğini kabul etti.)
  5. The hackers are trying to perpetrate a cyber attack. (Hackerlar bir siber saldırı gerçekleştirmeye çalışıyorlar.)
  6. He was accused of perpetrating a hate crime. (O, nefret suçu işlemekle suçlandı.)
  7. The gang was known for perpetrating violent crimes. (Çete şiddet içeren suçlar işlemesiyle biliniyordu.)
  8. She was caught perpetrating the theft on camera. (O, kamera tarafından hırsızlık işlerken yakalandı.)
  9. The soldiers were ordered not to perpetrate any war crimes. (Askerlere herhangi bir savaş suçu işlememeleri emredildi.)
  10. He was convicted of perpetrating a series of robberies. (O, bir dizi soygun işlemekten suçlu bulundu.)
  11. The suspect denied perpetrating the murder. (Şüpheli, cinayeti işlemediğini inkar etti.)
  12. The police are investigating who perpetrated the arson attack. (Polis, kimin yangın çıkardığını araştırıyor.)
  13. He was known for perpetrating acts of domestic violence. (O, ev içi şiddet eylemleri işlemesiyle biliniyordu.)
  14. The government has taken steps to prevent anyone from perpetrating voter fraud. (Hükümet, kimseyi oy dolandırıcılığı yapmamak için önlem almıştır.)
  15. The company was found guilty of perpetrating environmental damage. (Şirket, çevresel hasar işlemekle suçlu bulundu.)
  16. The murderer was eventually caught and found guilty of perpetrating the crime. (Katil sonunda yakalandı ve suçu işlemekle suçlu bulundu.)
  17. The vandals were caught in the act of perpetrating the graffiti. (Haksız yere mülke zarar verenler, grafiti işlerken yakalandılar.)
  18. The government has taken measures to prevent terrorist groups from perpetrating attacks. (Hükümet, terörist grupların saldırı işlemesini önlemek için önlemler almıştır.)
  19. The suspect was known for perpetrating scams on elderly people. (Şüpheli, yaşlı insanlara dolandırıcılık yapmakla tanınıyordu.)
  20. The police are still trying to determine who perpetrated the robbery. (Polis, soygunu kimin işlediğini hala belirlem

eye çalışıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.