Perfume İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perfume İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perfume

Perfume, Türkçe’de “parfüm” anlamına gelir. Parfüm, hoş bir koku vermek için vücuda veya eşyalara sıkılan veya sürülen sıvıdır. İşte örnek cümleler:

1. She always wears a perfume that smells like lavender. (Her zaman lavanta gibi kokan bir parfüm kullanır.)
2. I love the scent of this perfume. (Bu parfümün kokusunu seviyorum.)
3. He bought me a new perfume as a birthday present. (Doğum günü hediyesi olarak bana yeni bir parfüm aldı.)
4. She sprays perfume on her clothes before leaving the house. (Evinde çıkarken giysilerine parfüm sıkar.)
5. The perfume bottle is almost empty. (Parfüm şişesi neredeyse boş.)
6. He couldn’t stand the strong perfume scent in the room. (Odadaki yoğun parfüm kokusunu dayanamadı.)
7. This perfume is too expensive for me. (Bu parfüm benim için çok pahalı.)
8. She likes to experiment with different perfumes. (Farklı parfümler denemekten hoşlanır.)
9. He complimented her on the pleasant perfume she was wearing. (Üzerinde hoş bir parfüm olduğunu söyleyerek onu övdü.)
10. The perfume lingered in the air long after she left the room. (Parfüm, odadan ayrıldıktan sonra bile havada kaldı.)
11. She dabbed some perfume behind her ears. (Kulak arkası parfüm sürdü.)
12. He recognized the perfume she was wearing from a distance. (Uzaktan üzerindeki parfümü tanıdı.)
13. This perfume has a floral fragrance. (Bu parfümün çiçek kokusu var.)
14. The perfume’s packaging was very elegant. (Parfümün ambalajı çok şık.)
15. She sprayed some perfume on her wrist and rubbed them together. (Bileğine biraz parfüm sıktı ve birbirine sürdü.)
16. The perfume left a stain on her clothes. (Parfüm giysilerinde leke bıraktı.)
17. He bought the perfume online and saved some money. (Parfümü internetten aldı ve biraz para tasarrufu sağladı.)
18. She accidentally spilled some perfume on the carpet. (Halıya yanlışlıkla parfüm döktü.)
19. The perfume’s scent was too strong for his liking. (Parfümün kokusu onun hoşuna gitmedi, çok yoğundu.)
20. She gave him a hug and he couldn’t help but notice her perfume. (Ona sarıldı ve parfümünü fark etmemek mümkün değildi.)

Perfume (Devamı)

21. He always buys the same perfume because he loves its scent. (Her zaman aynı parfümü alır çünkü kokusunu çok seviyor.)
22. The perfume she wore reminded him of his mother. (Üzerindeki parfüm ona annesini hatırlattı.)
23. She added a few drops of perfume to her bathwater. (Banyo suyuna birkaç damla parfüm ekledi.)
24. He could smell the perfume on her hair as she walked past him. (Onun yanından geçerken saçındaki parfümü koklayabildi.)
25. The perfume she chose for her wedding day was very special to her. (Düğün günü için seçtiği parfüm onun için çok özeldi.)
26. The perfume shop had a wide variety of scents to choose from. (Parfüm mağazasında seçim yapabileceği geniş bir koku yelpazesi vardı.)
27. She sprayed some perfume on her scarf before wrapping it around her neck. (Boynuna sardıktan önce atkısına biraz parfüm sıktı.)
28. The perfume bottle had a unique shape that caught her eye. (Parfüm şişesi gözüne çarpan benzersiz bir şekle sahipti.)
29. He had to hold his breath because the perfume was too overpowering. (Parfüm çok baskın olduğu için nefesini tutmak zorunda kaldı.)
30. She received a lot of compliments on the perfume she was wearing. (Üzerindeki parfüme çok sayıda övgü aldı.)

Perfume, insanların günlük hayatta kullandığı yaygın bir üründür. İngilizce öğrenenler için bu cümleler, kelimenin kullanımını ve yaygınlığını anlamak açısından faydalı olabilir.