Penetrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Penetrate
Penetrate kelimesi “nüfuz etmek” anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir şeyin içine veya bir yere girmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
- The bullet penetrated the wall. (Mermi duvarı nüfuz etti.)
- It’s difficult to penetrate the market with a new product. (Yeni bir ürünle pazara nüfuz etmek zordur.)
- The company was able to penetrate the foreign market successfully. (Şirket, yabancı pazara başarıyla nüfuz edebildi.)
- The spy was able to penetrate the enemy’s defenses. (Casus düşmanın savunmasını nüfuz etmeyi başardı.)
- The knife penetrated the skin. (Bıçak cildi nüfuz etti.)
- The virus penetrated the cell membrane. (Virüs hücre zarını nüfuz etti.)
- The light penetrated the darkness. (Işık karanlığı nüfuz etti.)
- He tried to penetrate her defenses, but she wouldn’t let him in. (Onun savunmalarını nüfuz etmeye çalıştı, ama ona girmesine izin vermedi.)
- The sound of the music penetrated the walls. (Müziğin sesi duvarları nüfuz etti.)
- They were unable to penetrate the fog. (Sisle nüfuz edemediler.)
- The company is trying to penetrate the Chinese market. (Şirket, Çin pazarına nüfuz etmeye çalışıyor.)
- The divers were able to penetrate the wreck and recover valuable items. (Dalışçılar enkaza nüfuz edebildi ve değerli eşyaları kurtardı.)
- The drug is designed to penetrate the blood-brain barrier. (İlaç kan-beyin bariyerini nüfuz etmek üzere tasarlanmıştır.)
- The hacker was able to penetrate the company’s computer system. (Hacker şirketin bilgisayar sistemine nüfuz etmeyi başardı.)
- The arrow penetrated the armor. (Ok zırhı nüfuz etti.)
- She was unable to penetrate the wall of silence surrounding the investigation. (Soruşturmayı çevreleyen sessizliğin duvarını aşamadı.)
- The laser beam penetrated the steel plate. (Lazer ışını çelik levhayı nüfuz etti.)
- The idea has penetrated the popular consciousness. (Fikir, popüler bilince nüfuz etti.)
- She tried to penetrate the mystery surrounding her grandfather’s death. (Dedesi ölümünü çevreleyen gizemi çözmeye çalıştı.)
- The rain penetrated through
the roof and flooded the house. (Yağmur çatıdan nüfuz ederek evi su bastı.)
Türkçe Karşılığı: nüfuz etmek, içeri girmek, işlemek, derinden etkilemek, kavramak, anlamak, çözmek, aşmak, delmek, geçmek.
Hemen Yorum Yaz