Penetrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Penetrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Penetrate

Penetrate kelimesi “nüfuz etmek” anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir şeyin içine veya bir yere girmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The bullet penetrated the wall. (Mermi duvarı nüfuz etti.)
  2. It’s difficult to penetrate the market with a new product. (Yeni bir ürünle pazara nüfuz etmek zordur.)
  3. The company was able to penetrate the foreign market successfully. (Şirket, yabancı pazara başarıyla nüfuz edebildi.)
  4. The spy was able to penetrate the enemy’s defenses. (Casus düşmanın savunmasını nüfuz etmeyi başardı.)
  5. The knife penetrated the skin. (Bıçak cildi nüfuz etti.)
  6. The virus penetrated the cell membrane. (Virüs hücre zarını nüfuz etti.)
  7. The light penetrated the darkness. (Işık karanlığı nüfuz etti.)
  8. He tried to penetrate her defenses, but she wouldn’t let him in. (Onun savunmalarını nüfuz etmeye çalıştı, ama ona girmesine izin vermedi.)
  9. The sound of the music penetrated the walls. (Müziğin sesi duvarları nüfuz etti.)
  10. They were unable to penetrate the fog. (Sisle nüfuz edemediler.)
  11. The company is trying to penetrate the Chinese market. (Şirket, Çin pazarına nüfuz etmeye çalışıyor.)
  12. The divers were able to penetrate the wreck and recover valuable items. (Dalışçılar enkaza nüfuz edebildi ve değerli eşyaları kurtardı.)
  13. The drug is designed to penetrate the blood-brain barrier. (İlaç kan-beyin bariyerini nüfuz etmek üzere tasarlanmıştır.)
  14. The hacker was able to penetrate the company’s computer system. (Hacker şirketin bilgisayar sistemine nüfuz etmeyi başardı.)
  15. The arrow penetrated the armor. (Ok zırhı nüfuz etti.)
  16. She was unable to penetrate the wall of silence surrounding the investigation. (Soruşturmayı çevreleyen sessizliğin duvarını aşamadı.)
  17. The laser beam penetrated the steel plate. (Lazer ışını çelik levhayı nüfuz etti.)
  18. The idea has penetrated the popular consciousness. (Fikir, popüler bilince nüfuz etti.)
  19. She tried to penetrate the mystery surrounding her grandfather’s death. (Dedesi ölümünü çevreleyen gizemi çözmeye çalıştı.)
  20. The rain penetrated through

the roof and flooded the house. (Yağmur çatıdan nüfuz ederek evi su bastı.)

Türkçe Karşılığı: nüfuz etmek, içeri girmek, işlemek, derinden etkilemek, kavramak, anlamak, çözmek, aşmak, delmek, geçmek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.