Peg İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Peg İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Peg İle İlgili Cümleler

Anlam: Küçük bir çubuk ya da pim.

1. The carpenter used a peg to hold the wood in place. (Marangoz, ahşabı yerinde tutmak için bir pim kullandı.)
2. I need to buy some pegs to hang my clothes. (Kıyafetlerimi asmak için bazı mandallara ihtiyacım var.)
3. The tent was held down with pegs. (Çadır, mandallarla yerinde tutuldu.)
4. She wore a pair of earrings with a small peg. (Küçük bir pimle bir çift küpe taktı.)
5. The game involves using a hammer to hit the peg into the ground. (Oyun, bir çekiç kullanarak pimi yere çakmayı içerir.)
6. The horse kicked out a peg from the fence. (At, çitlerden bir pimi çıkardı.)
7. We played a game of peg solitaire. (Pim solitaire oyunu oynadık.)
8. The hat was decorated with a peg on the side. (Şapka, yan tarafında bir pimle süslenmişti.)
9. The student used a peg to mark their place in the textbook. (Öğrenci, ders kitabındaki yerini işaretlemek için bir pim kullandı.)
10. I have a collection of wooden peg dolls from different countries. (Farklı ülkelerden ahşap pim bebeklerin bir koleksiyonu var.)
11. The ship was anchored with a large peg. (Gemi, büyük bir pimle çapa yapıldı.)
12. She put a peg on her nose to avoid the bad smell. (Kötü kokuyu önlemek için burnuna bir pim koydu.)
13. The board game requires each player to have their own set of pegs. (Masa oyunu, her oyuncunun kendi takımındaki mandallara sahip olmasını gerektirir.)
14. The old door was held closed with a rusty peg. (Eski kapı, paslı bir pimle kapalı tutuldu.)
15. The carpenter marked the measurements on the board with pegs. (Marangoz, ölçüleri mandallarla tahta üzerinde işaretledi.)
16. She used a peg to secure the paper to the bulletin board. (Kağıdı ilan tahtasına tutturmak için bir pim kullandı.)
17. The clothesline was strung up with several pegs. (Askı ipi, birkaç pimle gerildi.)
18. He used a peg to fasten the rope to the post. (Halatı direğe bağlamak için bir pim kullandı.)
19. The game of cribbage requires players to use pegs to keep score. (Cribbage oyunu, oyuncuların skoru tutmak için mandal kullanmalarını gerektirir.)
20. She decorated her hair with a colorful peg. (Saçlarını renkli bir pimle süsledi.)

Peg İle İlgili Cümleler Devamı

21. The tent pegs were difficult to remove from the hard ground. (Çadır mandalları sert zeminden çıkarmak zordu.)
22. The clothes were neatly hung on the washing line with the help of pegs. (Kıyafetler, mandalların yardımıyla düzgün bir şekilde yıkama hattına asıldı.)
23. The toddler enjoyed playing with colorful plastic pegs. (Çocuk, renkli plastik mandallarla oynamaktan keyif aldı.)
24. The old quilt was held together by wooden pegs. (Eski yorgan, ahşap mandallarla bir arada tutuldu.)
25. The musician used a peg to adjust the tension on the strings of the instrument. (Müzisyen, çalgının tellerindeki gerilimi ayarlamak için bir pim kullandı.)
26. The bookshelf was constructed with wooden pegs instead of screws or nails. (Kitaplık, vidalar veya çiviler yerine ahşap mandallarla yapıldı.)
27. The tent pegs were hammered into the ground with a mallet. (Çadır mandalları, bir tokmakla yere çakıldı.)
28. She used a peg to hold the pages of her book open while she read. (Okurken kitabının sayfalarını açık tutmak için bir pim kullandı.)
29. The curtain was held back with a decorative peg. (Perde, dekoratif bir pimle geri çekildi.)
30. The carpenter used pegs to join the pieces of wood together. (Marangoz, ahşap parçaları birleştirmek için mandallar kullandı.)