Pedantry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pedantry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pedantry

Pedantry, bir konuda aşırı ayrıntıya veya küçük ayrıntılara takılıp kalmak ve bu ayrıntıları abartmak anlamına gelir. Pedantry, bazen belirsizliği ortadan kaldırırken bazen de belirsizliği arttırabilir.

İşte pedantry ile ilgili örnek cümleler:

  1. She’s known for her pedantry when it comes to grammar. (O dilbilgisi konusunda pedantlığıyla tanınıyor.)
  2. He showed a great deal of pedantry when he corrected her pronunciation of the word. (Kelimenin telaffuzunu düzelttiğinde büyük bir pedantlık sergiledi.)
  3. The meeting was delayed due to the pedantry of one of the attendees. (Toplantı, katılımcılardan birinin pedantlığı nedeniyle gecikti.)
  4. The author’s pedantry is evident in the extensive footnotes throughout the book. (Yazarın pedantlığı, kitabın her yerinde bulunan geniş dipnotlarda açıkça görülüyor.)
  5. He was criticized for his pedantry, as he spent too much time on minor details. (Küçük ayrıntılara çok fazla zaman harcadığı için pedantlığı eleştirildi.)
  6. Her pedantic nature made it difficult for her to work on group projects. (Pedant doğası, grup projelerinde çalışmasını zorlaştırdı.)
  7. The pedantry of the lawyer caused the trial to drag on for months. (Avukatın pedantlığı davayı aylarca sürükledi.)
  8. The teacher’s pedantry was overwhelming, and the students found it difficult to keep up. (Öğretmenin pedantlığı bunaltıcıydı ve öğrencilerin takip etmesi zordu.)
  9. His pedantry is especially evident when it comes to historical accuracy. (Tarihsel doğruluk söz konusu olduğunda özellikle pedantlığı açıkça görülüyor.)
  10. The editor’s pedantry ensured that the manuscript was free of errors. (Editörün pedantlığı, el yazması kitabın hata içermemesini sağladı.)
  11. The company’s pedantry when it comes to safety measures is commendable. (Güvenlik önlemleri söz konusu olduğunda şirketin pedantlığı takdire şayan.)
  12. His pedantry sometimes gets in the way of his creativity. (Pedantlığı bazen yaratıcılığının önüne geçiyor.)
  13. The architect’s pedantry resulted in a flawless design. (Mimarın pedantlığı kusursuz bir tasarıma yol açtı.)
  14. The teacher’s pedantry often made her classes tedious. (Öğretmenin pedantlığı sınıflarını sıkıcı hale getirdi.)
  15. The author’s pedantry extended to the layout and formatting of the book. (Yazarın pedantlığı kitabın düzeni ve biçimlendirmesine kadar uzandı.)
  16. The editor’s pedantry regarding punctuation was greatly appreciated. (Noktalama işaretleriyle ilgili editörün pedantlığı büyük takdir
  1. The artist’s pedantry was evident in the attention to detail in her paintings. (Sanatçının pedantlığı, tablolarındaki detaylara verdiği önemde açıkça görülüyor.)
  2. His pedantry extended to his personal life, and he was known to be a neat freak. (Pedantlığı kişisel hayatına da uzanıyordu ve düzen manyağı olarak biliniyordu.)
  3. The professor’s pedantry sometimes made it difficult for students to ask questions. (Profesörün pedantlığı bazen öğrencilerin soru sormasını zorlaştırdı.)
  4. The lawyer’s pedantry paid off in the end, as his attention to detail helped him win the case. (Avukatın pedantlığı sonunda meyvesini verdi, çünkü detaylara verdiği önem sayesinde davayı kazandı.)

(Pedantry, bazen gereksiz yere ayrıntılara takılmak gibi görünebilir ve diğer insanların dikkatini dağıtabilir. Ancak, bazı durumlarda pedantlık önemli olabilir, özellikle mesleki veya akademik alanda, nedeniyle hataları en aza indirmek veya doğruluğu sağlamak için.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.