Pedantic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pedantic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pedantic Nedir?

Pedantic, kelime anlamı olarak aşırı detaycı, ayrıntılara takılan ve kuralcı anlamlarına gelmektedir.

Örnek Cümleler:

  1. My boss is so pedantic about grammar that he always corrects even the smallest mistakes. (Patronum o kadar dilbilgisine takılır ki en küçük hataları bile düzeltir.)
  2. The professor’s pedantic approach to teaching makes the class boring. (Profesörün öğretme tarzı çok ayrıntıcı olduğu için sınıf sıkıcı oluyor.)
  3. She is a pedantic editor who spends hours scrutinizing each sentence. (O, her cümleyi inceleyen aşırı detaycı bir editördür.)
  4. I don’t want to be pedantic, but that’s not the correct way to use that word. (Ayrıntıcılık yapmak istemem ama bu kelimeyi kullanmanın doğru yolu değil.)
  5. He’s so pedantic that he refuses to use contractions in his writing. (O kadar kuralcı ki yazısında kısaltmaları kullanmayı reddeder.)
  6. The lawyer’s pedantic arguments were difficult for the jury to follow. (Avukatın ayrıntılı argümanları jürinin takip etmesi zor oldu.)
  7. She’s pedantic about keeping her workspace organized. (O, çalışma alanını düzenli tutmada aşırı detaycıdır.)
  8. I appreciate your attention to detail, but let’s not get too pedantic about this. (Detaylara olan dikkatinden dolayı sana minnettarım, ama bu konuda aşırı detaycı olmamalıyız.)
  9. His pedantic attitude towards art stifles creativity. (Sanata karşı kuralcı tavırları yaratıcılığı boğar.)
  10. The editor’s pedantic notes were frustrating to the writer. (Editörün aşırı detaylı notları yazarı rahatsız etti.)
  11. The pedantic tone of the presentation put the audience to sleep. (Sunumun ayrıntıcı tonu izleyicileri uyuttu.)
  12. The professor’s pedantic grading system is impossible to understand. (Profesörün ayrıntılı not verme sistemi anlaşılmaz.)
  13. She’s so pedantic that she even corrects other people’s grammar in casual conversations. (O kadar dilbilgisine takılır ki sıradan konuşmalarda bile başkalarının dilbilgisini düzeltir.)
  14. The pedantic nature of the project manager caused unnecessary delays. (Proje yöneticisinin ayrıntıcılığı gereksiz gecikmelere neden oldu.)
  15. I know I’m being pedantic, but can you please use the correct terminology? (Biliyorum ayrıntıcıyım ama lütfen doğru terminolojiyi kullanır mısın?)
  16. The pedantic rules of the school made the students feel stifled. (Okulun kuralcı kuralları öğrencileri boğmuştu.)
  17. The pedantic librarian insisted that the

books be arranged in a specific order. (Ayrıntılı olan kütüphaneci, kitapların belirli bir düzende düzenlenmesini ısrar etti.)
18. His pedantic approach to cooking made the meal take twice as long to prepare. (Yemek yapmaya aşırı detaycı yaklaşımı yemeği hazırlamak için iki kat daha fazla zaman aldı.)

  1. The pedantic instructions on the assembly manual were confusing. (Montaj kılavuzundaki ayrıntılı talimatlar kafa karıştırıcıydı.)
  2. The writer’s pedantic use of complex vocabulary alienated many readers. (Yazarın karmaşık kelime dağarcığını aşırı detaycı bir şekilde kullanması birçok okuyucuyu uzaklaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.