Pebble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pebble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pebble

Pebble, Türkçede çakıl taşı anlamına gelmektedir. Bu kelime, özellikle akarsular ve deniz kıyılarında sıklıkla karşılaşılan küçük taşlar için kullanılmaktadır.

Örnek cümleler:

  1. The beach was covered in pebbles. (Plaj, çakıl taşlarıyla kaplıydı.)
  2. I skipped a pebble across the water. (Bir çakılı suya atlayarak kaydırdım.)
  3. The pebbles made a crunching sound under our feet. (Çakıllar, ayaklarımızın altında çıtırdama sesi çıkardı.)
  4. She collected colorful pebbles from the riverbank. (Nehir kıyısından renkli çakıllar topladı.)
  5. The artist used pebbles to create a mosaic. (Sanatçı, mozaik yapmak için çakılları kullandı.)
  6. I can feel the pebbles through my shoes. (Ayakkabılarımın altında çakılları hissedebiliyorum.)
  7. The river was shallow and filled with pebbles. (Nehir sığ ve çakıl taşlarıyla doluydu.)
  8. We skipped pebbles together and laughed. (Birlikte çakılları atladık ve güldük.)
  9. The pebble bounced off the wall and landed on the floor. (Çakıl taşı duvardan sıçradı ve zemine düştü.)
  10. I picked up a pebble and examined its smooth surface. (Bir çakıl aldım ve pürüzsüz yüzeyini inceledim.)
  11. The pebble was lodged in the tire, causing a flat. (Çakıl taşı lastikte sıkışmış, patlamaya neden olmuş.)
  12. She threw a pebble at the window to get my attention. (Dikkatimi çekmek için pencereye bir çakıl attı.)
  13. The pebbles glistened in the sunlight. (Çakıllar güneş ışığında parıldıyordu.)
  14. We used pebbles to mark the path through the garden. (Bahçedeki yolun işaretlenmesi için çakılları kullandık.)
  15. The children built a tower out of pebbles. (Çocuklar, çakıl taşlarından bir kule inşa ettiler.)
  16. The sound of pebbles hitting the roof woke me up. (Çakılların çatıya çarpması sesi beni uyandırdı.)
  17. She skipped a pebble farther than anyone else. (Hiç kimseden daha uzağa bir çakılı kaydırdı.)
  18. The pebbles on the riverbed were smooth from years of erosion. (Nehir yatağındaki çakıllar, yıllarca aşınmadan dolayı pürüzsüzdü.)
  19. I accidentally kicked a pebble and it went flying. (Tesadüfen bir çakıla tekme attım ve uçup gitti.)
  20. The pebbles crunched

under the weight of the heavy truck. (Ağır kamyonun ağırlığı altında, çakıllar çatırdadı.)

Türkçe karşılıkları:

  1. Plaj, çakıl taşlarıyla kaplıydı.
  2. Bir çakılı suya atlayarak kaydırdım.
  3. Çakıllar, ayaklarımızın altında çıtırdama sesi çıkardı.
  4. Nehir kıyısından renkli çakıllar topladı.
  5. Sanatçı, mozaik yapmak için çakılları kullandı.
  6. Ayakkabılarımın altında çakılları hissedebiliyorum.
  7. Nehir sığ ve çakıl taşlarıyla doluydu.
  8. Birlikte çakılları atladık ve güldük.
  9. Çakıl taşı duvardan sıçradı ve zemine düştü.
  10. Bir çakıl aldım ve pürüzsüz yüzeyini inceledim.
  11. Çakıl taşı lastikte sıkışmış, patlamaya neden olmuş.
  12. Dikkatimi çekmek için pencereye bir çakıl attı.
  13. Çakıllar güneş ışığında parıldıyordu.
  14. Bahçedeki yolun işaretlenmesi için çakılları kullandık.
  15. Çocuklar, çakıl taşlarından bir kule inşa ettiler.
  16. Çakılların çatıya çarpması sesi beni uyandırdı.
  17. Hiç kimseden daha uzağa bir çakılı kaydırdı.
  18. Nehir yatağındaki çakıllar, yıllarca aşınmadan dolayı pürüzsüzdü.
  19. Tesadüfen bir çakıla tekme attım ve uçup gitti.
  20. Ağır kamyonun ağırlığı altında, çakıllar çatırdadı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.