Patsy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Patsy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Patsy

Patsy, İngilizce bir isimdir ve genellikle bir kişinin ismi olarak kullanılır. Patsy, aynı zamanda “marionet” veya “kurban” anlamlarına da gelir.

Örnek cümleler:

  1. Patsy always wears red shoes.
    (Türkçe: Patsy her zaman kırmızı ayakkabı giyer.)

  2. I felt like a patsy when I realized they had tricked me.
    (Türkçe: Beni kandırdıklarını fark ettiğimde bir kurban gibi hissettim.)

  3. The detective suspected that the patsy had been set up.
    (Türkçe: Dedektif, kurbanın düzenlendiğinden şüphelendi.)

  4. The defendant claimed he was a patsy and that he had been framed.
    (Türkçe: Sanık bir kurban olduğunu ve kurulduğunu iddia etti.)

  5. I don’t want to be anyone’s patsy.
    (Türkçe: Kimseye kurban olmak istemiyorum.)

  6. The CEO used the intern as a patsy to take the blame for the company’s failures.
    (Türkçe: CEO, şirketin başarısızlıklarından sorumlu tutmak için stajyeri bir kurban olarak kullandı.)

  7. He felt like a patsy after he bought the expensive car that broke down the next day.
    (Türkçe: Bir sonraki gün bozulan pahalı arabayı satın aldıktan sonra bir kurban gibi hissetti.)

  8. The gang used him as a patsy to take the fall for the robbery.
    (Türkçe: Çete, soygunun suçunu üstlenmek için onu bir kurban olarak kullandı.)

  9. The patsy was sentenced to 10 years in prison.
    (Türkçe: Kurban 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.)

  10. I’m not going to be your patsy and take the blame for something I didn’t do.
    (Türkçe: Sana kurban olmayacağım ve yapmadığım bir şey için suçlanmayacağım.)

  11. The police suspected that he was the patsy in the drug trafficking ring.
    (Türkçe: Polis, uyuşturucu kaçakçılığı halkasındaki kurban olduğundan şüpheleniyordu.)

  12. He felt like a

  13. The company used him as a patsy to take the blame for the faulty product.
    (Türkçe: Şirket, kusurlu ürünün sorumluluğunu üstlenmek için onu bir kurban olarak kullandı.)

  14. She refused to be a patsy in their scheme to defraud the investors.
    (Türkçe: Yatırımcıları dolandırmak için düzenlenen planlarında bir kurban olmayı reddetti.)

  15. The innocent man was used as a patsy by the corrupt police officers.
    (Türkçe: Masum adam, yozlaşmış polis memurları tarafından bir kurban olarak kullanıldı.)

  16. She felt like a patsy when she realized that her colleagues had stolen her idea and presented it as their own.
    (Türkçe: Fikrini çaldıklarını ve kendi fikirleriymiş gibi sunduklarını fark edince bir kurban gibi hissetti.)

  17. He was set up to be the patsy in a political scandal.
    (Türkçe: Siyasi bir skandalda kurban olması için düzenlendi.)

  18. She suspected that he was using her as a patsy to cover up his own mistakes.
    (Türkçe: Kendi hatalarını örtbas etmek için onu bir kurban olarak kullandığından şüphelendi.)

  19. The patsy was able to prove his innocence and was released from prison.
    (Türkçe: Kurban masumiyetini kanıtlayarak hapisten serbest bırakıldı.)

  20. She didn’t want to be the patsy in their plan to blame the mistake on someone else.
    (Türkçe: Yanlışı başkasına yüklemek için planlarında bir kurban olmak istemedi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.