Patronize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Patronize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Patronize Nedir?


Patronize kelimesi “müşteriye ya da işletmeye alaycı ve aşağılayıcı davranmak” anlamına gelir. Başka bir deyişle, bir kişinin veya işletmenin üstünlüğünü hissettirerek onları küçümsemek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. I don’t appreciate it when you patronize me. (Sen benimle alay ettiğinde bunu takdir etmiyorum.)
2. The waiter patronized us throughout the entire meal. (Garson bize yemek boyunca sürekli alay etti.)
3. She always patronizes her little brother. (O, her zaman küçük erkek kardeşine alay eder.)
4. Don’t patronize me with your fake sympathy. (Sahte sempatinle bana alay etme.)
5. The boss was patronizing towards his employees. (Patron çalışanlarına karşı alaycı davrandı.)
6. I hate it when people patronize me because of my age. (Yaşım yüzünden insanlar bana alay ettiğinde bunu sevmiyorum.)
7. She patronizes the local bookstore instead of shopping online. (O, çevre kitapçıdan alışveriş yapmayı tercih ediyor.)
8. Don’t patronize her just because she’s new to the company. (Sadece şirkete yeni olduğu için ona alay etme.)
9. His patronizing attitude is really starting to get on my nerves. (Onun alaycı tutumu gerçekten sinirimi bozmaya başlıyor.)
10. She felt patronized by the sales assistant in the store. (Mağazadaki satış görevlisinin ona karşı alaycı davrandığını hissetti.)
11. You don’t need to patronize me, I can handle it myself. (Bana alay etmene gerek yok, kendim halledebilirim.)
12. She hated how her ex-boyfriend would patronize her in front of their friends. (Eski erkek arkadaşının arkadaşları önünde ona alay etmesinden nefret ediyordu.)
13. I don’t want you to patronize me, I just want your honest opinion. (Benimle alay etmeni istemiyorum, sadece dürüst düşünceni istiyorum.)
14. The professor patronized his students during the lecture. (Profesör ders sırasında öğrencilerine alay etti.)
15. She could tell from his tone that he was patronizing her. (Tondan onun kendisine alay ettiğini anlayabildi.)
16. The company’s advertising campaign was criticized for patronizing stereotypes. (Şirketin reklam kampanyası, alaycı kalıplar nedeniyle eleştirildi.)
17. He was patronizing towards the waitress, which made her feel uncomfortable. (O, garsona karşı alaycı davrandı, bu da onun rahatsız hissetmesine neden oldu.)
18. She didn’t like the way he would patronize her intelligence. (Onun zekasına alay ederken ona karşı

  1. The politician’s speech was criticized for patronizing language towards certain demographics. (Politikacının konuşması, belirli demografiklere karşı alaycı dil kullanması nedeniyle eleştirildi.)
  2. He realized that he had been patronizing his younger sister without even realizing it. (Küçük kız kardeşine farkında olmadan alay ettiğini fark etti.)

Bu örnek cümlelerde, patronize kelimesi aşağılayıcı bir şekilde davranma anlamında kullanılmıştır. Bu cümlelerde belirtilen durumlar, kişilerin ya da işletmelerin üstünlüğünü hissettirmek ve onları küçük düşürmek amacıyla patronize etme eğilimi göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.