Pariah İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Pariah Nedir?
Pariah, toplumda dışlanmış ve hor görülen kişi ya da grupları ifade eden bir kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
-
She felt like a pariah at school because she didn’t fit in with any of the cliques.
(Okuldaki herhangi bir gruba uymadığı için o bir pariah gibi hissetti.)
-
After the scandal, the politician became a pariah in his own party.
(Skandalın ardından, siyasetçi kendi partisinde bir pariah haline geldi.)
-
The company fired the whistleblower and made her a pariah among her colleagues.
(Şirket, ihbarcıyı kovdu ve onu meslektaşları arasında bir pariah haline getirdi.)
-
Because of his criminal past, he was treated like a pariah by the community.
(Suçlu geçmişi nedeniyle, toplum tarafından bir pariah gibi muamele gördü.)
-
The boy who refused to play with the other children was seen as a pariah.
(Diğer çocuklarla oynamayı reddeden çocuk bir pariah olarak görüldü.)
-
After the divorce, she felt like a pariah in her own family.
(Boşanmadan sonra, kendi ailesinde bir pariah gibi hissetti.)
-
The unpopular student was treated like a pariah by her classmates.
(Popüler olmayan öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından bir pariah gibi muamele gördü.)
-
The homeless man was seen as a pariah by many people in the community.
(Evli olmayan adam, toplumda birçok kişi tarafından bir pariah olarak görüldü.)
-
The musician was ostracized by the industry and became a pariah.
(Müzisyen sektör tarafından dışlanmış ve bir pariah haline gelmişti.)
-
The whistleblower was turned into a pariah by the company.
(İhbarcı, şirket tarafından bir pariah haline getirildi.)
-
The community shunned the family and they became pariahs.
(Toplum aileyi reddetti ve onlar pariah haline geldi.)
-
As an immigrant, he often felt like a pariah in his new country.
(Bir göçmen olarak, yeni ülkesinde sık sık bir pariah gibi hissetti.)
-
The actress became a pariah after making controversial comments.
(Olay
ın yorumlu açıklamalar yüzünden, oyuncu bir pariah haline geldi.)
-
The scientist was ostracized by his colleagues and became a pariah in his field.
(Bilim adamı meslektaşları tarafından dışlanmış ve alanında bir pariah haline geldi.)
-
The athlete was seen as a pariah by his teammates after he was caught using performance-enhancing drugs.
(Sporcu, performans artırıcı ilaçlar kullanırken yakalandıktan sonra takım arkadaşları tarafından bir pariah gibi görüldü.)
-
The company’s CEO was seen as a pariah after he was caught embezzling funds.
(Şirketin CEO’su, fonları zimmetine geçirdiği için yakalandıktan sonra bir pariah olarak görüldü.)
-
He became a pariah in his neighborhood after he was arrested for stealing from his neighbors.
(Komşularından çaldığı için tutuklandıktan sonra mahallesinde bir pariah haline geldi.)
-
After the accident, the driver became a pariah in the community.
(Kazadan sonra, sürücü toplumda bir pariah haline geldi.)
-
The artist was ostracized by his peers and became a pariah in the art world.
(Sanatçı, meslektaşları tarafından dışlanmış ve sanat dünyasında bir pariah haline gelmiştir.)
-
Because of her political views, she was seen as a pariah by some members of her family.
(Siyasi görüşleri nedeniyle, bazı aile üyeleri tarafından bir pariah olarak görüldü.)
-
The teenager’s strange behavior made him a pariah among his classmates.
(Gençlerin tuhaf davranışları, sınıf arkadaşları arasında bir pariah haline getirdi.)
Hemen Yorum Yaz