Parcel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Parcel
Parcel kelimesi Türkçe’de “koli” veya “paket” anlamına gelir.
- I received a parcel from my friend in Australia. (Arkadaşımdan Avustralya’dan bir paket aldım.)
- The courier delivered the parcel to the wrong address. (Kurye paketi yanlış adrese teslim etti.)
- The parcel was wrapped in brown paper and tied with string. (Paket kahverengi kâğıda sarılı ve ip ile bağlanmıştı.)
- She sent a parcel of homemade cookies to her son at college. (Oğluna üniversitedeki için ev yapımı kurabiye paketi gönderdi.)
- The parcel was heavy and difficult to carry. (Paket ağırdı ve taşınması zordu.)
- He dropped the parcel and it broke open. (Paketi düşürdü ve açıldı.)
- The postman left a note saying that the parcel could be picked up at the post office. (Postacı bir not bıraktı, paketin postaneden alınabileceğini söyledi.)
- The parcel contained a surprise gift from her husband. (Paket, kocasından sürpriz bir hediye içeriyordu.)
- She received a parcel from her parents with all her childhood photos. (Çocukluk fotoğraflarıyla dolu bir paket, ebeveynlerinden geldi.)
- The parcel was delivered on time for her sister’s birthday. (Kardeşinin doğum günü için paket zamanında teslim edildi.)
- He carefully packed the fragile item in a parcel and sent it to his friend. (Kırılgan ürünü dikkatlice bir pakete koydu ve arkadaşına gönderdi.)
- The parcel was lost in transit and never arrived. (Paket, yolda kayboldu ve hiç ulaşmadı.)
- The sender forgot to put the recipient’s name on the parcel. (Gönderen paketin üzerine alıcının adını koymayı unuttu.)
- The company offers free parcel delivery for orders over $50. (Şirket, 50 doların üzerindeki siparişler için ücretsiz paket teslimatı sunar.)
- She wrapped the fragile vase in bubble wrap before putting it in the parcel. (Kırılgan vazoyu, pakete koymadan önce kabarcık sarma kağıdına sarıldı.)
- The parcel was left on the doorstep by the delivery person. (Paket, teslimat görevlisi tarafından kapı önüne bırakıldı.)
- The parcel was too big to fit in the mailbox. (Paket, posta kutusuna sığmayacak kadar büyüktü.)
- She was excited to receive a parcel from her favorite online store. (En sevdiği çevrimiçi mağazadan bir paket almak için heyecanlıydı.)
- The contents of the parcel were damaged during shipping. (Paketin içeriği nakliye sırasında zarar gördü.)
- He had to pay an additional fee for the overweight parcel. (Fazla kilolu paket için ek bir ücret öd
eği gerekiyordu.)
Translation:
Parcel kelimesi Türkçe’de “koli” veya “paket” anlamına gelir.
- Arkadaşımdan Avustralya’dan bir paket aldım.
- Kurye paketi yanlış adrese teslim etti.
- Paket, kahverengi kâğıda sarılı ve ip ile bağlanmıştı.
- Oğluna üniversitedeki için ev yapımı kurabiye paketi gönderdi.
- Paket ağırdı ve taşınması zordu.
- Paketi düşürdü ve açıldı.
- Postacı bir not bıraktı, paketin postaneden alınabileceğini söyledi.
- Paket, kocasından sürpriz bir hediye içeriyordu.
- Çocukluk fotoğraflarıyla dolu bir paket, ebeveynlerinden geldi.
- Paket, kardeşinin doğum günü için zamanında teslim edildi.
- Kırılgan ürünü dikkatlice bir pakete koydu ve arkadaşına gönderdi.
- Paket, yolda kayboldu ve hiç ulaşmadı.
- Gönderen paketin üzerine alıcının adını koymayı unuttu.
- Şirket, 50 doların üzerindeki siparişler için ücretsiz paket teslimatı sunar.
- Kırılgan vazoyu, pakete koymadan önce kabarcık sarma kağıdına sarıldı.
- Paket, teslimat görevlisi tarafından kapı önüne bırakıldı.
- Paket, posta kutusuna sığmayacak kadar büyüktü.
- En sevdiği çevrimiçi mağazadan bir paket almak için heyecanlıydı.
- Paketin içeriği nakliye sırasında zarar gördü.
- Fazla kilolu paket için ek bir ücret ödemek gerekiyordu.
Hemen Yorum Yaz