Panicky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panicky İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panicky Nedir?

Panicky, panik halinde olan kişi veya durum anlamına gelir. Bir kişinin düşünceleri, duyguları ve davranışları panik haliyle kontrol edilemez hale gelir ve genellikle endişe, korku ve telaşa neden olur.

Örnek Cümleler:

  1. I feel panicky when I’m in a crowded place. (Kalabalık yerdeyken panik hissederim.)
  2. She started to feel panicky when she realized she left her passport at home. (Pasaportunu evde unuttuğunu fark ettiğinde paniklemeye başladı.)
  3. His panicky behavior caused a scene in the airport. (Panik davranışı havaalanında bir olay çıkmasına neden oldu.)
  4. The sudden noise made me feel panicky. (Aniden çıkan ses beni panik hissettirdi.)
  5. I always feel panicky before I have to give a speech. (Konuşma yapmadan önce her zaman panik hissederim.)
  6. Don’t get panicky, we’ll find a way out of this. (Panik yapma, bunun bir çaresini bulacağız.)
  7. He was so panicky that he forgot where he parked his car. (O kadar paniklemişti ki arabasını nereye park ettiğini unuttu.)
  8. Her panicky voice on the phone made me worried. (Telefonda duyduğum panik sesi beni endişelendirdi.)
  9. The thought of speaking in public made him panicky. (Toplum önünde konuşmak fikri onu panikletti.)
  10. I felt panicky when I realized I lost my phone. (Telefonumu kaybettiğimi fark ettiğimde panik hissettim.)
  11. She became panicky when she heard about the earthquake. (Deprem hakkında duyunca panikledi.)
  12. Don’t be panicky, just take a deep breath and relax. (Panik olma, derin bir nefes al ve rahatla.)
  13. His panicky reaction to the news made everyone nervous. (Haberlere panik tepkisi herkesi endişelendirdi.)
  14. The sudden power outage made the whole building panicky. (Aniden elektrik kesintisi binayı panikletti.)
  15. I’m feeling panicky because I’m running late for my flight. (Uçuşum için geç kaldığım için panik hissediyorum.)
  16. His panicky behavior caused the car accident. (Panik davranışı araba kazasına neden oldu.)
  17. She looked panicky when she saw the spider crawling towards her. (Örümceğin kendisine doğru tırmanmasını görünce panikledi.)
  18. Don’t let a little problem make you panicky. (Küçük bir sorunun seni panikletmesine izin verme.)
  19. He had a panicky expression on his face when he saw the exam questions. (Sınav sorularını görünce yüzünde panik ifadesi vardı.)
  20. I try not to get panicky in stressful situations. (Stresli durumlarda panik yapm

amaya devam eder misin?

Türkçe Anlamlarıyla Örnek Cümleler:

  1. Kalabalık yerdeyken panik hissederim.
    (I feel panicky when I’m in a crowded place.)

  2. Pasaportunu evde unuttuğunu fark ettiğinde paniklemeye başladı.
    (She started to feel panicky when she realized she left her passport at home.)

  3. Panik davranışı havaalanında bir olay çıkmasına neden oldu.
    (His panicky behavior caused a scene in the airport.)

  4. Aniden çıkan ses beni panik hissettirdi.
    (The sudden noise made me feel panicky.)

  5. Konuşma yapmadan önce her zaman panik hissederim.
    (I always feel panicky before I have to give a speech.)

  6. Panik yapma, bunun bir çaresini bulacağız.
    (Don’t get panicky, we’ll find a way out of this.)

  7. O kadar paniklemişti ki arabasını nereye park ettiğini unuttu.
    (He was so panicky that he forgot where he parked his car.)

  8. Telefonda duyduğum panik sesi beni endişelendirdi.
    (Her panicky voice on the phone made me worried.)

  9. Toplum önünde konuşmak fikri onu panikletti.
    (The thought of speaking in public made him panicky.)

  10. Telefonumu kaybettiğimi fark ettiğimde panik hissettim.
    (I felt panicky when I realized I lost my phone.)

  11. Deprem hakkında duyunca panikledi.
    (She became panicky when she heard about the earthquake.)

  12. Panik olma, derin bir nefes al ve rahatla.
    (Don’t be panicky, just take a deep breath and relax.)

  13. Haberlere panik tepkisi herkesi endişelendirdi.
    (His panicky reaction to the news made everyone nervous.)

  14. Aniden elektrik kesintisi binayı panikletti.
    (The sudden power outage made the whole building panicky.)

  15. Uçuşum için geç kaldığım için panik hissediyorum.
    (I’m feeling panicky because I’m running late for my flight.)

  16. Panik davranışı araba kazasına neden oldu.
    (His panicky behavior caused the car accident.)

  17. Örümceğin kendisine doğru tırmanmasını görünce panikledi.
    (She looked panicky when she saw the spider crawling towards her.)

  18. Küçük bir sorunun seni panikletmesine izin verme.
    (Don’t let a little problem make you panicky.)

  19. Sınav sorularını görünce yüzünde panik ifadesi vardı.
    (He had a panicky expression on his face when he saw the exam questions.)

  20. Stresli durumlarda panik yapmamaya çalışıyorum.
    (I try not to get panicky in stressful situations.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.