Oyster İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Oyster (İstiridye) İle İlgili Cümleler
Oyster, kabuğu içinde birçok besin değeri olan deniz canlısıdır.
- Oyster is a popular seafood delicacy in many coastal areas. (İstiridye, birçok sahil bölgesinde popüler bir deniz ürünüdür.)
- She ordered a dozen oysters as an appetizer. (O, bir başlangıç olarak bir düzine istiridye sipariş etti.)
- He found a pearl inside the oyster. (O, bir istiridye içinde inci buldu.)
- The oyster farm harvested hundreds of pounds of oysters each week. (İstiridye çiftliği, her hafta yüzlerce pound istiridye hasat etti.)
- Oysters are high in protein and low in calories. (İstiridyeler, yüksek protein ve düşük kalori içerir.)
- She ate her first oyster and was surprised by its texture. (O, ilk kez bir istiridye yedi ve dokusundan şaşırdı.)
- The oyster was served on a bed of ice. (İstiridye, buz yatağında servis edildi.)
- The oyster festival attracts thousands of visitors each year. (İstiridye festivali, her yıl binlerce ziyaretçiyi çekiyor.)
- The chef shucked the oysters and served them with lemon and Tabasco sauce. (Şef, istiridyeleri kabuklarından çıkardı ve üzerine limon ve Tabasco sosuyla servis etti.)
- The oyster was too slimy for his taste. (O’nun tadı için, istiridye çok kaygandı.)
- The diver collected oysters from the ocean floor. (Dalgıç, okyanus tabanından istiridye topladı.)
- The oyster was overcooked and rubbery. (İstiridye aşırı pişirilmiş ve lastik gibi olmuştu.)
- The restaurant’s signature dish was oysters Rockefeller. (Restoranın imza yemeği, istiridye Rockefeller’di.)
- The oyster industry supports many jobs in the coastal town. (İstiridye endüstrisi, sahil kasabasında birçok işi destekler.)
- The slimy texture of oysters can be off-putting to some people. (İstiridyelerin kaygan dokusu, bazı insanlar için itici olabilir.)
- He ordered a bottle of white wine to pair with the oysters. (O, istiridye ile
eşleşecek bir şişe beyaz şarap sipariş etti.)
- The oyster reefs provide important habitat for other marine species. (İstiridye resifleri, diğer deniz türleri için önemli yaşam alanları sağlar.)
- The waiter recommended the oyster po’boy sandwich. (Garson, istiridye po’boy sandviçini önerdi.)
- She felt a bit queasy after eating too many oysters. (Çok fazla istiridye yedikten sonra biraz mide bulantısı hissetti.)
- The oyster was baked with breadcrumbs and Parmesan cheese. (İstiridye, ekmek kırıntısı ve Parmesan peyniriyle fırınlandı.)
Not: Yukarıdaki cümlelerde Oyster kelimesi, İngilizcede hem tekil hem de çoğul olarak kullanılabilir.
Örnek Cümle Türkçe Çevirileri:
- İstiridye, birçok sahil bölgesinde popüler bir deniz ürünüdür.
- O, bir başlangıç olarak bir düzine istiridye sipariş etti.
- O, bir istiridye içinde inci buldu.
- İstiridye çiftliği, her hafta yüzlerce pound istiridye hasat etti.
- İstiridyeler, yüksek protein ve düşük kalori içerir.
- O, ilk kez bir istiridye yedi ve dokusundan şaşırdı.
- İstiridye, buz yatağında servis edildi.
- İstiridye festivali, her yıl binlerce ziyaretçiyi çekiyor.
- Şef, istiridyeleri kabuklarından çıkardı ve üzerine limon ve Tabasco sosuyla servis etti.
- O’nun tadı için, istiridye çok kaygandı.
- Dalgıç, okyanus tabanından istiridye topladı.
- İstiridye aşırı pişirilmiş ve lastik gibi olmuştu.
- Restoranın imza yemeği, istiridye Rockefeller’di.
- İstiridye endüstrisi, sahil kasabasında birçok işi destekler.
- İstiridyelerin kaygan dokusu, bazı insanlar için itici olabilir.
- O, istiridye ile eşleşecek bir şişe beyaz şarap sipariş etti.
- İstiridye resifleri, diğer deniz türleri için önemli yaşam alanları sağlar.
- Garson, istiridye po’boy sandviçini önerdi.
- Çok fazla istir
Hemen Yorum Yaz