Owe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Owe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Owe İle İlgili Cümleler

Owe, birine para, bir şey veya bir hizmet için borçlu olmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Birçok kişi, kredi kartlarına olan borçlarından dolayı büyük bir borç altındadır.
  2. I owe you $10 for the lunch you bought me yesterday. (Dün bana ısmarladığın öğle yemeği için sana $10 borçluyum.)
  3. İşletme, bankalara büyük bir miktar borçlu olduğundan iflasın eşiğindedir.
  4. She owes her success to her hard work and determination. (Başarısını sıkı çalışma ve kararlılığına borçlu.)
  5. Ben, eski ev arkadaşıma kirada olan bir ayın parasını ödemeyi unuttuğum için ona borçluyum.
  6. The company owes its rapid growth to its innovative products. (Şirket, yenilikçi ürünlerine hızlı büyümesini borçlu.)
  7. Kız kardeşim, lise yıllarından beri bana birkaç kez para ödünç verdiğinden ona bir borcum var.
  8. The restaurant owes its popularity to its delicious food and cozy atmosphere. (Restoran, lezzetli yemekleri ve sıcak atmosferi sayesinde popülerliğini borçlu.)
  9. Benim babam, üniversite eğitimim için yaptığı tüm harcamalar için bana borçlu olduğunu söyledi.
  10. We owe our safety to the firefighters who risk their lives to protect us. (Can güvenliğimizi korumak için hayatlarını riske atan itfaiyecilere borçluyuz.)
  11. Son yaptığımız tatil için arkadaşlarıma çok para ödünç verdim, şimdi onlardan borçluyum.
  12. I owe it to my parents to make them proud of me. (Ebeveynlerimi gururlandırmak için onlara borçluyum.)
  13. Sen bana bir jest yaptığında, sana karşı borcum var ve her zaman sana yardım etmeye hazırım.
  14. The team owes its victory to the hard work and dedication of its players. (Takım, oyuncularının sıkı çalışma ve özverisine borçlu galibiyetini.)
  15. Ben bir yıl önce arkadaşımın arabasını çarptığımda, ona 1,000 TL ödemen gerektiğini biliyorum ve hala ona borçluyum.
  16. The country owes a great debt to the soldiers who fought in the war. (Ülke, savaşta mücadele eden askerlere büyük bir borçlu.)
  17. Benim kuzenim, işi nedeniyle bana çok para ödünç verdiğinden on

    a bana borçlu.

  18. She owes her mentor a lot for guiding her through her career. (Kariyeri boyunca ona rehberlik eden mentörüne çok şey borçlu.)
  19. İş arkadaşıma, yarın için toplantı için bir şeyler almam gerektiğini hatırlatması için borçluyum.
  20. The artist owes his success to his unique style and originality. (Sanatçı, özgün tarzı ve yaratıcılığı sayesinde başarısını borçlu.)
  21. Ben, arkadaşımın yardımı sayesinde kısa sürede sınavlarımda başarılı oldum ve ona borçluyum.

Türkçe karşılıkları da cümlelerin yanında verildi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.