Overt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overt Nedir?

Overt, açık, aşikar, saklı olmayan anlamlarına gelir. Bir eylemin veya düşüncenin açıkça belirtilmesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She made an overt attempt to impress her boss. (Overt – Açık)
    (Terfi almak için açık bir çaba gösterdi.)

  2. He showed his disappointment in an overt manner. (Overt – Açık)
    (Hayal kırıklığını açık bir şekilde gösterdi.)

  3. The company’s overt discrimination against women led to a lawsuit. (Overt – Açık)
    (Kadınlara karşı açıkça ayrımcılık yapan şirket bir dava ile sonuçlandı.)

  4. The politician’s overt corruption scandal caused outrage. (Overt – Açık)
    (Siyasetçinin açık yolsuzluk skandalı öfke yarattı.)

  5. He made an overt threat to his opponent. (Overt – Açık)
    (Rakibine açık bir tehdit savurdu.)

  6. The company’s overt support for the charity was appreciated. (Overt – Açık)
    (Şirketin hayır kurumuna açık destek vermesi takdir edildi.)

  7. The couple’s overt affection for each other was heartwarming. (Overt – Açık)
    (Çiftin birbirlerine açık sevgisi iç ısıtıcıydı.)

  8. The teacher’s overt favoritism caused resentment among the students. (Overt – Açık)
    (Öğretmenin açıkça taraflılığı öğrenciler arasında hoşnutsuzluğa neden oldu.)

  9. The team’s overt competitiveness led to conflicts within the group. (Overt – Açık)
    (Takımın açık rekabeti grup içinde çatışmalara neden oldu.)

  10. The politician’s overt racism was widely condemned. (Overt – Açık)
    (Siyasetçinin açık ırkçılığı geniş çevrelerce kınandı.)

  11. The company’s overt commitment to sustainability was impressive. (Overt – Açık)
    (Şirketin sürdürülebilirliğe açık taahhüdü etkileyiciydi.)

  12. The artist’s overt use of bold colors was striking. (Overt – Açık)
    (Sanatçının cesur renkleri açıkça kullanması etkileyiciydi.)

  13. The CEO’s overt disregard for employees’ well-being caused outrage. (Overt – Açık)
    (CEO’nun çalışanların refahına açıkça aldırmaması öfke yarattı.)

  14. The athlete’s overt determination to win was inspiring. (Overt – Açık)
    (Sporcunun açıkça kazanmaya olan kararlılığı ilham vericiydi.)

  15. The company’s overt transparency policy was appreciated by customers. (Overt – Açık)
    (Şirketin açık şeffaflık politikası müşteriler tarafından takdir edildi.)

  16. The professor’s overt enthusiasm for the subject was contagious. (Overt – Açık)
    (Profesörün konuya açıkça du

yması bulaşıcıydı.)

  1. The government’s overt surveillance policies raised concerns about privacy. (Overt – Açık)
    (Hükümetin açık gözetim politikaları gizlilik endişeleri yarattı.)

  2. The actor’s overt charm made him a fan favorite. (Overt – Açık)
    (Oyuncunun açıkça gösterdiği çekicilik onu hayranların favorisi yaptı.)

  3. The company’s overt efforts to reduce carbon emissions were commendable. (Overt – Açık)
    (Şirketin karbon emisyonlarını azaltma konusunda açık çabaları takdir edilebilir.)

  4. The teacher’s overt passion for teaching inspired her students. (Overt – Açık)
    (Öğretmenin öğretmeye olan açık tutkusu öğrencilerini ilham verdi.)

(Türkçe Karşılıklar Belirginleştirilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.