Oversight İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oversight İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oversight

Oversight, gözetim veya denetim anlamına gelir. Bir olayın, sürecin veya organizasyonun etkili bir şekilde yönetilip yönlendirildiğini ve herhangi bir yanlışlığın veya hata yapmanın önlenmesi için izlenildiğini ifade eder.

Örnek cümleler:

1. The government agency’s oversight was responsible for detecting the fraudulent activity. (Hükümet ajansının denetimi, dolandırıcılık faaliyetlerini tespit etmekten sorumluydu.)
2. The manager had oversight of the project to ensure it met the deadline. (Yönetici, proje sürecinin zamanında tamamlanması için gözetim altındaydı.)
3. The company’s financial oversight was called into question after the embezzlement scandal. (Şirketin finansal denetimi, zimmet skandalı sonrasında sorguya çekildi.)
4. The board of directors has oversight over the company’s strategic decisions. (Yönetim kurulu, şirketin stratejik kararları üzerinde denetim yapar.)
5. The CEO was reprimanded for not providing proper oversight of the company’s operations. (CEO, şirketin işletmeleri üzerinde yeterli denetim sağlamadığı için kınandı.)
6. The committee’s oversight ensured that all safety regulations were followed. (Komitenin denetimi, tüm güvenlik yönetmeliklerinin takip edildiğinden emin oldu.)
7. The auditor’s oversight revealed several accounting errors in the company’s books. (Denetçinin gözetimi, şirketin kayıtlarında birkaç muhasebe hatası ortaya çıkardı.)
8. The government established an oversight committee to investigate the misuse of funds. (Hükümet, fonların kötüye kullanımını araştırmak için bir denetim komitesi oluşturdu.)
9. The project manager provided oversight to ensure that all team members were on task. (Proje yöneticisi, tüm takım üyelerinin görevlerinde olduğundan emin olmak için gözetim sağladı.)
10. The regulatory agency’s oversight helped prevent accidents in the workplace. (Düzenleyici kurumun denetimi, iş kazalarını önlemeye yardımcı oldu.)
11. The police department’s oversight of the investigation was thorough and complete. (Polis departmanının soruşturmanın denetimi tam ve eksiksizdi.)
12. The university’s oversight of research projects ensured compliance with ethical guidelines. (Üniversitenin araştırma projelerinin denetimi, etik yönergelerle uyumun sağlanmasını sağladı.)
13. The oversight committee reviewed all proposals before they were approved. (Denetim komitesi, tüm teklifleri onaylanmadan önce inceledi.)
14. The company’s oversight of its supply chain helped to identify and eliminate inefficiencies. (Şirketin tedarik zinciri üzerindeki denetimi, verimsizlikleri belirlemeye ve ortadan kaldırmaya yardımcı oldu.)
15. The auditor general’s oversight of government spending is critical for ensuring accountability. (Den

etçi genel’in hükümet harcamalarının denetimi, hesap verilebilirliğin sağlanması için kritiktir.)
16. The board of trustees provided oversight to ensure that the university’s finances were managed responsibly. (Mütevelli heyeti, üniversitenin finanslarının sorumlu bir şekilde yönetildiğinden emin olmak için gözetim sağladı.)

17. The company’s oversight of its environmental impact was lacking, resulting in a fine. (Şirketin çevresel etkisinin denetimi yetersizdi, ceza alındı.)
18. The oversight committee was responsible for reviewing and approving all changes to the company’s policies. (Denetim komitesi, şirket politikalarındaki tüm değişiklikleri incelemek ve onaylamakla sorumluydu.)
19. The regulatory agency’s oversight of the pharmaceutical industry helped ensure the safety of drugs. (Düzenleyici kurumun ilaç endüstrisi üzerindeki denetimi, ilaçların güvenliğinin sağlanmasına yardımcı oldu.)
20. The project’s oversight was assigned to a senior manager with extensive experience in the field. (Projenin denetimi, alanda geniş deneyime sahip bir üst düzey yöneticiye verildi.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve kırmızı renkli olarak yazılmıştır.)