Overrun İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overrun İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overrun

Türkçe anlamı: Aşırıya kaçma, taşma, işgal etme, basıp geçme

  1. The soldiers overrun the city in just a few hours. (Askerler şehri birkaç saat içinde işgal etti.)
  2. The river has overrun its banks. (Nehir yatağı taştı.)
  3. The company’s expenses have overrun the budget. (Şirketin giderleri bütçeyi aştı.)
  4. The team was overrun by their opponents in the second half. (Takım, ikinci yarıda rakipleri tarafından basıldı geçildi.)
  5. The children were warned not to overrun the playground. (Çocuklar, oyun alanını aşmamaları konusunda uyarıldı.)
  6. The marathon runners will overrun the city streets this weekend. (Maraton koşucuları bu hafta sonu şehir sokaklarını basacaklar.)
  7. The insects have overrun the garden. (Böcekler bahçeyi istila etti.)
  8. The tourists overrun the small town during the summer months. (Turistler yaz aylarında küçük kasabayı işgal ederler.)
  9. The project has overrun its original timeline. (Proje, ilk zaman çizelgesini aştı.)
  10. The stock market was overrun by panic selling. (Hisse senedi piyasası panik satışları ile basıldı geçildi.)
  11. The opposing army will overrun our position if we don’t reinforce our defenses. (Karşı ordumuz, savunmamızı güçlendirmezsek pozisyonumuzu basıp geçecek.)
  12. The zoo was overrun with visitors during the holiday weekend. (Hayvanat bahçesi tatil hafta sonunda ziyaretçilerle dolup taştı.)
  13. The wildfire has overrun the nearby town. (Orman yangını yakındaki kasabayı basıp geçti.)
  14. The company’s website was overrun with traffic after the new product launch. (Şirketin web sitesi yeni ürün lansmanından sonra trafik ile dolup taştı.)
  15. The kids were excited to see the waves overrun their sandcastle. (Çocuklar, dalgaların kumdan kalelerini basıp geçmesini heyecanla izlediler.)
  16. The enemy forces will attempt to overrun our position at dawn. (Düşman kuvvetleri şafakta pozisyonumuzu ele geçirmeye çalışacaklar.)
  17. The storm caused the river to overrun its banks and flood the nearby fields. (Fırtına, nehri yatağından taşırarak yakındaki tarlaları su bastı.)
  18. The referee had to intervene when the players started to overrun the rules of the game. (Oyuncular oyun kurallarını aşmaya başladıklarında hakem müdahale etmek zorunda kaldı.)
  19. The construction project has overrun the original budget by millions of dollars. (İnşaat projesi, milyonlarca dolarlık ilk bütçeyi aştı.)
  20. The invading army was able to overrun the city’s defenses due to a lack of supplies. (İstila eden ordu, tedarik

eksikliği nedeniyle şehrin savunmasını basıp geçti.)

Bu örnek cümlelerde “overrun” kelimesi, farklı bağlamlarda kullanılmıştır. Askeri anlamda, düşman kuvvetlerin savunma hattını basıp geçmesi anlamında kullanılabileceği gibi, doğal afetlerde nehir yataklarının taşması gibi durumlarda da kullanılabilir. Ayrıca, bütçe aşımı, trafik sıkışıklığı veya turist yoğunluğu gibi farklı durumlarda da kullanılabilmektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.