Overprotective İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overprotective İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overprotective Nedir?

Overprotective, aşırı korumacı anlamına gelir. Bir kişinin aşırı derecede korumacı ve kollayıcı olması durumudur. Bu davranış, genellikle kişinin bir başkasının zarar görmesinden veya risk almasından korkması sonucu ortaya çıkar.

Örnek Cümleler:

1. My mother is very overprotective. She won’t let me go out at night alone. (Annem çok korumacı. Gece tek başıma dışarı çıkmama izin vermiyor.)
2. He is overprotective of his children and won’t let them go anywhere without him. (Çocuklarına karşı çok korumacı ve onları kendisi olmadan hiçbir yere gitmelerine izin vermiyor.)
3. She was so overprotective of her plants that she wouldn’t let anyone else water them. (Bitkilerine karşı o kadar korumacıydı ki, başka hiç kimseye sulatmazdı.)
4. My father is overprotective of his car and won’t let anyone else drive it. (Babam arabasına karşı korumacı ve başka hiç kimseye kullanmasına izin vermez.)
5. She is so overprotective of her phone that she won’t let anyone else touch it. (Telefonuna karşı o kadar korumacı ki, başka hiç kimseye dokunmasına izin vermez.)
6. The parents were overprotective of their son and wouldn’t let him play any contact sports. (Ebeveynler oğullarına karşı çok korumacıydı ve temas sporları oynamasına izin vermezlerdi.)
7. He is very overprotective of his girlfriend and won’t let her hang out with anyone else. (Kız arkadaşına karşı çok korumacı ve onun başka kimseyle takılmasına izin vermez.)
8. She was overprotective of her hair and wouldn’t let anyone else cut it. (Saçlarına karşı korumacıydı ve başka hiç kimseye kestirmezdi.)
9. My friend is overprotective of her diary and won’t let anyone else read it. (Arkadaşım günlüğüne karşı korumacı ve başka hiç kimseye okutmayacaktır.)
10. He is so overprotective of his food that he won’t share it with anyone else. (Yemeğine karşı o kadar korumacı ki, başka hiç kimseyle paylaşmaz.)
11. She is overprotective of her jewelry and won’t let anyone else wear it. (Mücevherlerine karşı korumacı ve başka hiç kimseye takmaz.)
12. My parents are overprotective of me and won’t let me travel alone. (Ailem bana karşı korumacıdır ve tek başıma seyahat etmeme izin vermezler.)
13. He is overprotective of his reputation and won’t let anyone say anything negative about him. (İtibarına karşı korumacı ve başka hiç kimseye kendisi hakkında ol

mayan bir şey söyletmez.)
14. She was overprotective of her belongings and wouldn’t let anyone touch them. (Eşyalarına karşı korumacıydı ve başka hiç kimseye dokundurtmazdı.)

15. The teacher was overprotective of her lesson plans and wouldn’t let anyone else teach her class. (Öğretmen ders planlarına karşı korumacıydı ve başka hiç kimseye sınıfını öğretmesine izin vermezdi.)
16. He is overprotective of his health and won’t eat anything that he deems unhealthy. (Sağlığına karşı korumacı ve kendisi için sağlıksız olduğunu düşündüğü hiçbir şeyi yemez.)
17. She is overprotective of her baby and won’t let anyone else hold him. (Bebeğine karşı korumacı ve başka hiç kimseye onu tutturmayacaktır.)
18. My boss is overprotective of his work and won’t let anyone else handle it. (Patronum işine karşı korumacıdır ve başka hiç kimseye onu yürütmesine izin vermez.)
19. He is overprotective of his personal information and won’t share it with anyone else. (Kişisel bilgilerine karşı korumacı ve başka hiç kimseyle paylaşmaz.)
20. She is so overprotective of her plants that she won’t let anyone else prune them. (Bitkilerine karşı o kadar korumacı ki, başka hiç kimseye budamaya izin vermez.)