Overhanging İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overhanging İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overhanging Nedir?


Overhanging, aslında Türkçe’de “sarkıt” anlamına gelir. Ancak, genellikle yapısal veya mimari öğelerle ilgili olarak kullanılır. Özellikle bir yapının çatısının, duvarının veya konsolunun ötesinde sarkıtılan bir parça anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The overhanging cliff was dangerous to climb. (Sarkıt durumdaki kayalık tırmanmak için tehlikeliydi.)
  2. The overhanging balcony provided some shade in the afternoon. (Sarkıt durumdaki balkon öğleden sonra biraz gölge sağladı.)
  3. The overhanging roof sheltered the entrance from the rain. (Sarkıt durumdaki çatı girişi yağmurdan korudu.)
  4. The overhanging tree branches blocked the view of the street. (Sarkıt durumdaki ağaç dalları sokak manzarasını engelledi.)
  5. The overhanging edge of the cliff made me feel dizzy. (Sarkıt durumdaki kayalığın kenarı beni baş döndürdü.)
  6. The overhanging beam was starting to show signs of decay. (Sarkıt durumdaki kiriş çürüme belirtileri göstermeye başlamıştı.)
  7. The overhanging rock formation was a popular spot for rock climbers. (Sarkıt durumdaki kayalık formasyonu, kaya tırmanışı için popüler bir noktaydı.)
  8. The overhanging porch provided a perfect spot to watch the sunset. (Sarkıt durumdaki sundurma, gün batımını izlemek için mükemmel bir nokta sağladı.)
  9. The overhanging eaves protected the windows from the sun. (Sarkıt durumdaki çatı saçakları pencereleri güneşten korudu.)
  10. The overhanging sign announced the entrance to the restaurant. (Sarkıt durumdaki işaret, restoranın girişini duyurdu.)
  11. The overhanging leaves created a natural canopy. (Sarkıt durumdaki yapraklar doğal bir kano yarattı.)
  12. The overhanging beam needed to be reinforced for safety reasons. (Sarkıt durumdaki kiriş güvenlik nedenleriyle takviye edilmeliydi.)
  13. The overhanging awning provided shade for the outdoor seating area. (Sarkıt durumdaki tente, açık hava oturma alanı için gölgelik sağladı.)
  14. The overhanging balcony was a great spot for bird watching. (Sarkıt durumdaki balkon, kuş izlemek için harika bir noktaydı.)
  15. The overhanging branches of the willow tree brushed against the surface of the pond. (Sarkıt durumdaki söğüt ağacının dalları gölün yüzeyine sürtünüyordu.)
  16. The overhanging cliff was a popular spot for BASE jumping. (Sarkıt durumdaki kayalık, BASE atlama için popüler bir noktay
  1. The overhanging roof of the building gave it a unique and distinct look. (Binaların sarkıt durumdaki çatıları, onlara benzersiz ve ayırt edici bir görünüm kazandırdı.)
  2. The overhanging vines provided a natural cover for the garden fence. (Sarkıt durumdaki sarıtlar bahçe çiti için doğal bir örtü sağladı.)
  3. The overhanging bridge spanned the river, connecting two towns. (Sarkıt durumdaki köprü, iki kasabayı bağlayarak nehri geçiyordu.)
  4. The overhanging rock formations were a popular spot for hikers to take pictures. (Sarkıt durumdaki kayalık formasyonları, yürüyüşçülerin fotoğraf çekmek için popüler bir noktaydı.)

(Türkçe çeviriler kalın ve kırmızı renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.