Overdue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overdue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overdue Nedir?

Overdue, “vadesi geçmiş” anlamına gelir. Özellikle ödeme veya teslim tarihinden sonra gerçekleştirilen işlemler için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I have an overdue library book that I need to return. (Geciken kütüphane kitabımı geri vermem gerekiyor.)
2. The rent is overdue, you need to pay it today. (Kira ödemesi vadesi geçti, bugün ödemen gerekiyor.)
3. Her baby is overdue, she’s going to have to be induced. (Bebeğin vadesi geçti, doğumunu başlatmak zorunda kalacak.)
4. I forgot to return the DVD and now it’s overdue. (DVD’yi geri vermeyi unuttum ve şimdi vadesi geçti.)
5. The project is overdue and we need to finish it as soon as possible. (Proje vadesi geçti ve mümkün olan en kısa sürede bitirmemiz gerekiyor.)
6. The package is overdue, it should have arrived by now. (Paket vadesi geçti, şimdiye kadar gelmesi gerekiyordu.)
7. The book was so good that I kept it overdue. (Kitap o kadar iyiydi ki, vadesi geçmesine rağmen tuttum.)
8. The loan payment is overdue, you need to make the payment immediately. (Kredi ödemesi vadesi geçti, hemen ödeme yapmalısın.)
9. The report is overdue and the boss is not happy. (Rapor vadesi geçti ve patron mutsuz değil.)
10. The library charges a fee for overdue books. (Kütüphane, vadesi geçen kitaplar için bir ücret alır.)
11. The invoice is overdue, please pay it as soon as possible. (Fatura vadesi geçti, lütfen en kısa sürede ödeyin.)
12. The assignment was overdue but the teacher accepted it anyway. (Ödev vadesi geçti ama öğretmen yine de kabul etti.)
13. The delivery is overdue due to bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle teslimat vadesi geçti.)
14. I have an overdue doctor’s appointment that I need to reschedule. (Yeniden planlamam gereken vadesi geçmiş bir doktor randevum var.)
15. The loan is overdue and your credit score may be affected. (Kredi vadesi geçti ve kredi puanın etkilenebilir.)
16. The customer returned the product overdue and had to pay a late fee. (Müşteri, ürünü vadesi geçtikten sonra iade etti ve geç ödeme ücreti ödemek zorunda kaldı.)
17. The library sends a reminder email for overdue books. (Kütüphane, vadesi geçen kitaplar için hatırlatma e-postası gönderir.)
18. The invoice is overdue, please pay immediately to avoid any further action. (Fatura vadesi geçti, herhangi bir işlemi önlemek için derhal ödeyin.)
19. The deadline is overdue and I need to ask for an

extension. (Son tarih vadesi geçti ve uzatma istemek zorundayım.)
20. The overdue payment resulted in a late penalty. (Vadesi geçen ödeme, geç ödeme cezasına neden oldu.)