Don İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Don İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Don İle İlgili Cümleler

Don kelimesi, soğuk havalarda giyilen bir giysi türünü ifade eder.

  • 1. I need to buy a new don for my trip to Alaska. (Alaska’ya seyahatim için yeni bir palto almam gerekiyor.)
  • 2. He always wears a warm don when he goes skiing. (Kayak yapmaya gittiğinde her zaman sıcak bir mont giyer.)
  • 3. She wrapped herself in a thick don to brave the cold weather. (Soğuk havaya karşı koymak için kalın bir cekete sarındı.)
  • 4. He forgot his don at home and had to borrow one from his friend. (Evde paltosunu unuttu ve arkadaşından bir tane ödünç almak zorunda kaldı.)
  • 5. My favorite don is a long, woolen coat that I bought in Paris. (En sevdiğim palto Paris’te satın aldığım uzun, yünlü bir ceket.)
  • 6. The children were all bundled up in their warm dons to go outside and play in the snow. (Çocuklar dışarı çıkıp kar oynamak için sıcak paltolarına büründüler.)
  • 7. He put on his heavy don and went out to shovel the driveway. (Ağır montunu giyip arabanın önünü temizlemeye çıktı.)
  • 8. She wore a fur-lined don to stay warm during the outdoor concert. (Açık hava konserinde sıcak kalmak için kürklü bir palto giydi.)
  • 9. He felt like a superhero when he put on his new leather don. (Yeni deri paltosunu giydiğinde bir süper kahraman gibi hissetti.)
  • 10. The store had a great selection of winter dons to choose from. (Mağaza, seçim yapabileceğiniz harika kış montlarına sahipti.)
  • 11. She took off her

    warm don and hung it in the closet when she came inside. (İçeri girince sıcak paltosunu çıkardı ve dolaba astı.)

  • 12. He wore a bright red don to stand out in the crowd. (Kalabalıkta dikkat çekmek için parlak kırmızı bir mont giydi.)
  • 13. She put on her waterproof don before going outside in the rain. (Yağmurda dışarı çıkmadan önce su geçirmez bir palto giydi.)
  • 14. He bundled up in a warm don and went for a walk in the snow. (Sıcak bir monta sarınarak kar yağarken yürüyüşe çıktı.)
  • 15. She bought a stylish new don for her winter vacation in the mountains. (Dağ tatili için şık bir yeni mont satın aldı.)
  • 16. He couldn’t find his don and had to wear a sweater instead. (Montunu bulamadı ve yerine kazak giymek zorunda kaldı.)
  • 17. The snow was so deep that she had to wear a knee-length don to keep her legs warm. (Kar o kadar derindi ki bacakları sıcak tutmak için diz boyu bir mont giymek zorunda kaldı.)
  • 18. He layered a sweater under his don for extra warmth. (Ekstra sıcaklık için montunun altına bir kazak katmanı giydi.)
  • 19. She preferred to wear a light don because she got too hot in heavy coats. (Ağır ceketlerde çok sıcaklandığı için hafif bir palto giymeyi tercih etti.)
  • 20. The old man huddled in his threadbare don to try to stay warm on the cold, windy day. (Yaşlı adam soğuk, rüzgarlı günde sıcak kalmak için yıpranmış paltosuna sarıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.