Overanxious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overanxious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overanxious Nedir?


Overanxious, Türkçe karşılığıyla “aşırı endişeli” anlamına gelir. Bu kelime, kişinin normalin ötesinde bir endişe ve kaygı hissettiği durumlar için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I’m feeling overanxious about the upcoming job interview. (Yaklaşan iş görüşmesi hakkında aşırı endişeli hissediyorum.)
  2. She’s always overanxious about her children’s safety. (O, her zaman çocuklarının güvenliği hakkında aşırı endişelidir.)
  3. His overanxious behavior is starting to affect his relationships. (Aşırı endişeli davranışları, ilişkilerini etkilemeye başlıyor.)
  4. Don’t be overanxious about the exam, just do your best. (Sınava aşırı endişelenme, sadece en iyisini yap.)
  5. The overanxious student couldn’t concentrate on her studies. (Aşırı endişeli öğrenci, derslerine odaklanamadı.)
  6. Overanxious thoughts are keeping him awake at night. (Aşırı endişeli düşünceler, onu gece uykusuz bırakıyor.)
  7. He’s becoming overanxious about his health after reading too many articles online. (Çok sayıda makale okuduktan sonra sağlığı hakkında aşırı endişeli oluyor.)
  8. The overanxious bride-to-be is driving everyone crazy with her wedding preparations. (Aşırı endişeli gelin adayı, düğün hazırlıklarıyla herkesi delirtiyor.)
  9. Her overanxious behavior is a sign of her underlying anxiety disorder. (Aşırı endişeli davranışları, altta yatan bir anksiyete bozukluğunun belirtisidir.)
  10. The overanxious dog barked at every little noise outside. (Aşırı endişeli köpek, dışarıdaki her küçük sese havladı.)
  11. The overanxious passenger couldn’t stop checking her seatbelt during the flight. (Aşırı endişeli yolcu, uçuş sırasında kemerini kontrol etmeyi durduramadı.)
  12. His overanxious behavior is putting a strain on their relationship. (Aşırı endişeli davranışları, ilişkilerine zarar veriyor.)
  13. She’s overanxious about her appearance and is constantly checking herself in the mirror. (Kendisi hakkında aşırı endişeli ve sürekli aynada kendisini kontrol ediyor.)
  14. The overanxious parents wouldn’t let their child go on the school trip. (Aşırı endişeli ebeveynler, çocuklarının okul gezisine gitmesine izin vermedi.)
  15. His overanxious personality makes it difficult for him to relax and enjoy life. (Aşırı endişeli kişiliği, rahatlamasını ve hayatın tadını çıkarmasını zorlaştırıyor.)
  16. The overanxious student kept asking

her teacher for reassurance about her grades. (Aşırı endişeli öğrenci, notları hakkında sürekli öğretmenine güvence istedi.)
17. She’s becoming overanxious about her upcoming surgery. (Yaklaşan ameliyatı hakkında aşırı endişeli olmaya başlıyor.)

  1. The overanxious employee was constantly checking his email for work updates. (Aşırı endişeli çalışan, sürekli iş güncellemeleri için e-postasını kontrol ediyordu.)
  2. His overanxious behavior caused him to make mistakes in his work. (Aşırı endişeli davranışları, işinde hata yapmasına neden oldu.)
  3. The overanxious driver was constantly checking her mirrors while driving. (Aşırı endişeli sürücü, araba kullanırken sürekli aynalarını kontrol ediyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.