Outright İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outright İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outright Nedir?


Outright, “tamamen”, “kesinlikle”, “açıkça” gibi anlamlara gelir.

Örnek cümleler:

  1. She denied outright that she stole the money. (O, parayı çaldığına dair tamamen inkar etti.)
  2. He was outright rude to the waiter. (Garsona karşı tamamen kaba davrandı.)
  3. The company’s decision was an outright mistake. (Şirketin kararı tamamen bir hata idi.)
  4. I outright refuse to go to that party. (O partiye kesinlikle gitmeyi reddediyorum.)
  5. She was outright lying about her qualifications. (O, nitelikleri hakkında tamamen yalan söylüyordu.)
  6. He won the race outright. (O, yarışı kesinlikle kazandı.)
  7. The company made an outright purchase of the property. (Şirket mülkü tamamen satın aldı.)
  8. The teacher was outright dismissive of the student’s idea. (Öğretmen, öğrencinin fikrine tamamen önemsemez bir tavır sergiledi.)
  9. I’m outright confused about what’s going on. (Ne olduğu hakkında tamamen kafam karıştı.)
  10. The company made an outright donation to the charity. (Şirket, hayır kurumuna tamamen bağış yaptı.)
  11. He was outright terrified of spiders. (Örümceklere karşı tamamen korkuyordu.)
  12. She was outright hostile towards her coworkers. (İş arkadaşlarına karşı tamamen düşmanca davrandı.)
  13. The company’s financial situation is an outright disaster. (Şirketin mali durumu tamamen felaket.)
  14. I’m outright amazed by her talent. (Onun yeteneği karşısında tamamen hayran kaldım.)
  15. He outright admitted to cheating on the test. (Testte kopya çektiğini açıkça itiraf etti.)
  16. The product is an outright scam. (Ürün tamamen dolandırıcılık.)
  17. She was outright rejected for the job. (İş için tamamen reddedildi.)
  18. The company’s profits have outright doubled in the last year. (Şirketin karı tamamen geçen yıl ikiye katlandı.)
  19. He was outright embarrassed by his mistake. (Hatası karşısında tamamen utanmıştı.)
  20. The report was an outright lie. (Rapor tamamen yalandı.)

Devam Eden Örnek Cümleler:

  1. The team won the championship outright, without any ties or losses. (Takım, hiç beraberlik veya mağlubiyet olmadan şampiyonluğu tamamen kazandı.)
  2. The company’s policy was an outright violation of employee rights. (Şirketin politikası, çalışan haklarının tamamen ihlaliydi.)
  3. She was outright exhausted after running a marathon. (Maraton koşusundan sonra tamamen yorgun düşmüştü.)
  4. The cake was an outright disaster, it was burnt and undercooked. (Kek tamamen felaketti, yanmış ve pişmemişti.)
  5. He was outright jealous of his friend’s success. (Arkadaşının başarısından tamamen kıskançtı.)
  6. The company’s CEO was outright fired for misconduct. (Şirketin CEO’su, hatalı davranışları nedeniyle tamamen işten çıkarıldı.)
  7. She was outright devastated by the loss of her pet. (Evcil hayvanının kaybı karşısında tamamen yıkılmıştı.)
  8. The book was an outright masterpiece, receiving critical acclaim. (Kitap, eleştirmenler tarafından tamamen şaheser olarak kabul edildi.)
  9. He was outright banned from the restaurant for his disruptive behavior. (Restoranda yarattığı sorunlu davranışları nedeniyle tamamen yasaklandı.)
  10. The company’s sales have outright plummeted in the last quarter. (Şirketin satışları son çeyrekte tamamen düşüşe geçti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.