Outmanoeuvre İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outmanoeuvre İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outmanoeuvre Nedir?

Outmanoeuvre İngilizce bir fiildir ve Türkçe’de “çevik olmak, ustalıkla hareket etmek, manevra yapmak” gibi anlamlara gelir. Bu kelime genellikle bir rakibin veya düşmanın hareketlerinden daha akıllıca ve etkili bir şekilde hareket etmek anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She managed to outmanoeuvre her opponent and win the game. (Rakibinin hamlelerinden daha akıllıca hareket ederek oyunu kazandı.)
2. The company tried to outmanoeuvre its competitors by offering lower prices. (Fiyatları düşürerek rakiplerini geride bırakmaya çalışan şirket.)
3. He had to outmanoeuvre the traffic to get to the meeting on time. (Toplantıya zamanında yetişmek için trafiği ustalıkla yönlendirmesi gerekiyordu.)
4. The detective outmanoeuvred the criminals and caught them red-handed. (Dedektif suçluları kandırarak onları yakaladı.)
5. The coach taught his players how to outmanoeuvre their opponents on the field. (Koç, oyuncularına sahada rakiplerini nasıl alt edeceklerini öğretti.)
6. The army had to outmanoeuvre the enemy troops to gain control of the strategic location. (Stratejik konumu ele geçirmek için ordu, düşman birliklerini ustalıkla hareket ederek alt etmek zorunda kaldı.)
7. The politician tried to outmanoeuvre his opponents by making bold promises to the voters. (Seçmenlere cesur vaatlerde bulunarak rakiplerini alt etmeye çalışan siyasetçi.)
8. The spy outmanoeuvred the enemy agents and retrieved the confidential documents. (Casus, düşman ajanlarını alt ederek gizli belgeleri geri getirdi.)
9. The captain had to outmanoeuvre the storm to keep the ship from sinking. (Gemiyi batmaktan kurtarmak için kaptanın fırtınayı ustalıkla yönetmesi gerekiyordu.)
10. The chess player outmanoeuvred his opponent and checkmated him in just a few moves. (Satranç oyuncusu rakibini kısa sürede alt ederek mat etti.)
11. The negotiator outmanoeuvred the other party and secured a favorable deal for his client. (Müzakereci, diğer tarafı kandırarak müşterisi için uygun bir anlaşma sağladı.)
12. The athlete had to outmanoeuvre his rivals to win the race. (Yarışı kazanmak için sporcu rakiplerini alt etmek zorundaydı.)
13. The police had to outmanoeuvre the protesters to maintain law and order. (Emniyet güçleri, kanun ve düzeni korumak için protestocuları kandırmak zorunda kaldı.)
14. The magician outmanoeuvred the audience and performed a stunning trick. (Sihirbaz iz

leyicileri kandırarak şaşırtıcı bir numara yaptı.)
15. The business owner outmanoeuvred his competitors by introducing a new and innovative product. (Yeni ve yenilikçi bir ürün tanıtarak rakiplerini alt eden işletme sahibi.)

  1. The pilot outmanoeuvred the enemy planes and completed the mission successfully. (Pilot, düşman uçaklarını alt ederek görevi başarıyla tamamladı.)
  2. The coach outmanoeuvred the opposing team by switching to a different strategy in the second half. (İkinci yarıda farklı bir stratejiye geçerek rakip takımı alt eden koç.)
  3. The hacker outmanoeuvred the security system and gained access to sensitive information. (Güvenlik sistemi tarafından yakalanmadan hassas bilgilere erişen hacker.)
  4. The spy outmanoeuvred the guards and sneaked into the building undetected. (Koruma görevlilerini kandırarak bina içine gizlice giren casus.)
  5. The boxer outmanoeuvred his opponent and landed a knockout punch. (Rakibini alt ederek nakavt vuruşunu yapan boksör.)

(Türkçe anlamlarını parantez içinde verdim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.