Outlive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlive ne demek?

Outlive, bir kişinin veya bir şeyin, diğerlerinden daha uzun süre varlığını sürdürmesi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. My grandmother has outlived all of her siblings. (Büyükannem tüm kardeşlerinden daha uzun yaşadı.)
  2. The ancient temple has outlived the civilizations that built it. (Antik tapınak, onu inşa eden medeniyetleri aştı.)
  3. I hope I can outlive my dog, I can’t bear the thought of losing him. (Umarım köpeğimden daha uzun yaşarım, onu kaybetme düşüncesini kaldıramıyorum.)
  4. She outlived her husband by 20 years. (Kocasını 20 yıl daha yaşadı.)
  5. The company has outlived several economic recessions. (Şirket birkaç ekonomik durgunluğu aştı.)
  6. He may have outlived his usefulness to the team. (Takım için artık faydalı olmayabilir.)
  7. The tree has outlived many storms. (Ağaç birçok fırtınayı atlattı.)
  8. She wants to outlive her cancer diagnosis. (Kanser teşhisi koymak istiyor.)
  9. The traditional ways of doing things have outlived their usefulness. (Geleneksel şeyleri yapmanın faydası kalmamıştır.)
  10. The actress outlived her fame and popularity. (Oyuncu ün ve popülerliğini aştı.)
  11. He was determined to outlive his father, who died young. (Babasının genç yaşta ölmesini aşmayı kararlıydı.)
  12. Her talent has outlived her critics. (Yeteneği eleştirmenlerini aştı.)
  13. The building has outlived its usefulness and needs to be demolished. (Bina kullanışsız hale geldi ve yıkılması gerekiyor.)
  14. The reputation of the company has outlived its founder. (Şirketin ünü kurucusunu aştı.)
  15. He hopes to outlive his debts and finally be debt-free. (Borçlarını aşmayı umuyor ve sonunda borçsuz olmayı umuyor.)
  16. The legacy of the great artist has outlived his death. (Büyük sanatçının mirası ölümünü aştı.)
  17. He had outlived his usefulness as an employee and was let go. (Bir çalışan olarak faydalı olmayı aşmıştı ve işten çıkarıldı.)
  18. The city has outlived many disasters, including earthquakes and floods. (Şehir, depremler ve sel dahil birçok felaketi aştı.)
  19. The friendship between the two women has outlived their disagreements. (İki kadın arasındaki dostluk, anlaşmazlıklarını aştı.)
  20. The memories of the trip have outlived the actual experience. (Gezinin anıları gerçek deneyimlerini aştı.)

G

Türkçe Karşılıklar:

  1. Büyükannem tüm kardeşlerinden daha uzun yaşadı.
  2. Antik tapınak, onu inşa eden medeniyetleri aştı.
  3. Umarım köpeğimden daha uzun yaşarım, onu kaybetme düşüncesini kaldıramıyorum.
  4. Kocasını 20 yıl daha yaşadı.
  5. Şirket birkaç ekonomik durgunluğu aştı.
  6. Takım için artık faydalı olmayabilir.
  7. Ağaç birçok fırtınayı atlattı.
  8. Kanser teşhisi koymak istiyor.
  9. Geleneksel şeyleri yapmanın faydası kalmamıştır.
  10. Oyuncu ün ve popülerliğini aştı.
  11. Babasının genç yaşta ölmesini aşmayı kararlıydı.
  12. Yeteneği eleştirmenlerini aştı.
  13. Bina kullanışsız hale geldi ve yıkılması gerekiyor.
  14. Şirketin ünü kurucusunu aştı.
  15. Borçlarını aşmayı umuyor ve sonunda borçsuz olmayı umuyor.
  16. Büyük sanatçının mirası ölümünü aştı.
  17. Bir çalışan olarak faydalı olmayı aşmıştı ve işten çıkarıldı.
  18. Şehir, depremler ve sel dahil birçok felaketi aştı.
  19. İki kadın arasındaki dostluk, anlaşmazlıklarını aştı.
  20. Gezinin anıları gerçek deneyimlerini aştı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.