Divert İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Divert İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
- She tried to divert the conversation away from her personal life. (Konuşmayı kişisel hayatından uzaklaştırmaya çalıştı.)
- The movie helped to divert his attention from the stressful day. (Film, stresli gününden dikkatini başka yöne çevirmesine yardımcı oldu.)
- The flight was diverted due to bad weather. (Uçuş kötü hava koşulları nedeniyle başka bir yere yönlendirildi.)
- The parents tried to divert the child’s attention with a toy. (Ebeveynler, çocuğun dikkatini bir oyuncakla başka yöne çevirmeye çalıştılar.)
- The comedian tried to divert the audience’s attention with a joke. (Komedyen, bir şaka ile seyircilerin dikkatini başka yöne çekmeye çalıştı.)
- The company is trying to divert its resources towards more profitable ventures. (Şirket, daha karlı girişimlere kaynaklarını yönlendirmeye çalışıyor.)
- The speaker tried to divert attention away from his controversial statements. (Konuşmacı, tartışmalı açıklamalarından dikkati başka yöne çevirmeye çalıştı.)
- The government is diverting funds from education to military spending. (Hükümet, eğitimden askeri harcamalara fon kaydırıyor.)
- The driver had to divert the route due to a road closure. (Sürücü, bir yol kapanması nedeniyle rotayı değiştirmek zorunda kaldı.)
- The charity is diverting resources towards disaster relief efforts. (Hayır kurumu, felaket yardım çabalarına kaynakları yönlendiriyor.)
- The police officer diverted the traffic to a different route. (Polis memuru, trafiği farklı bir rotaya yönlendirdi.)
- The magician tried to divert the audience’s attention with a sleight of hand. (Sihirbaz, hileli bir hareketle izleyicilerin dikkatini başka yöne çekmeye çalıştı.)
- The coach tried to divert the team’s focus towards their strengths. (Antrenör, takımın odaklanmasını güçlü yönlerine yönlendirmeye çalıştı.)
- The company is diverting waste from landfills to recycling centers. (Şirket, atıkları çöplüklerden geri dönüşüm merkezlerine yönlendiriyor.)
- The pilot had to divert the plane to an alternate airport due to engine failure. (Pilot, motor arızası nedeniyle uçağı alternatif bir havaalanına yönlendirmek zorunda kaldı.)
- The therapist tried to divert the patient’s negative thoughts towards positive ones. (Terapist, hastanın olums
- The teacher tried to divert the students’ attention towards the lesson by using interactive activities. (Öğretmen, etkileşimli aktiviteler kullanarak öğrencilerin dikkatini derse çekmeye çalıştı.)
- The company is diverting its marketing budget towards digital advertising. (Şirket, pazarlama bütçesini dijital reklama yönlendiriyor.)
- The hotel is diverting its guests to other locations due to overbooking. (Otel, fazla rezervasyon nedeniyle misafirlerini başka yerlere yönlendiriyor.)
- The police officer diverted the suspect’s attention by pretending to drop something. (Polis memuru, bir şey düşürüyormuş gibi yaparak şüphelinin dikkatini başka yöne çekti.)
Hemen Yorum Yaz