Outdo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outdo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outdo İle İlgili Cümleler

Outdo kelimesi, Türkçe’de “daha iyi yapmak, üstün gelmek” anlamına gelir.

  1. He always tries to outdo his competitors. (Her zaman rakiplerini geride bırakmaya çalışır.)
  2. She managed to outdo herself with this incredible performance. (Bu inanılmaz performansıyla kendisini aştı.)
  3. The new model has outdone all of its predecessors. (Yeni model öncülerinin hepsini geride bıraktı.)
  4. He was determined to outdo his personal best. (Kişisel en iyisini geçmeye kararlıydı.)
  5. The company is constantly trying to outdo its competitors in innovation. (Şirket sürekli olarak yenilikte rakiplerini geride bırakmaya çalışıyor.)
  6. The chef was always looking for ways to outdo himself in the kitchen. (Şef mutfakta kendini aşmanın yollarını arıyordu.)
  7. The athlete was determined to outdo his previous performance at the Olympics. (Sporcu, Olimpiyatlardaki önceki performansını geçmeye kararlıydı.)
  8. She tried to outdo her sister in everything. (Her şeyde kız kardeşini geride bırakmaya çalıştı.)
  9. The company’s latest product has outdone all expectations. (Şirketin en son ürünü tüm beklentileri aştı.)
  10. The new technology has outdone the previous one in terms of efficiency. (Yeni teknoloji verimlilik açısından öncekinden daha iyi oldu.)
  11. The team was determined to outdo their rivals in the championship. (Takım, şampiyonada rakiplerini geride bırakmaya kararlıydı.)
  12. The students were always trying to outdo each other in their grades. (Öğrenciler notlarıyla birbirlerini geride bırakmaya çalışıyorlardı.)
  13. The restaurant was trying to outdo itself in terms of service and quality. (Restoran, hizmet ve kalite açısından kendisini aşmaya çalışıyordu.)
  14. The artist’s latest work has outdone all of his previous pieces. (Sanatçının en son eseri tüm önceki eserlerini geride bıraktı.)
  15. The company’s sales team is always trying to outdo their previous sales records. (Şirketin satış ekibi her zaman önceki satış kayıtlarını geçmeye çalışıyor.)
  16. The musician was determined to outdo his last album with his new one. (Müzisyen yeni albümüyle son albümünü geçmeye kararlıydı.)
  17. The company’s marketing campaign managed to outdo its competitors. (Şirketin pazarlama kampanyası rakiplerini geride bıraktı.)
  18. The team was determined to outdo their opponents in the final game. (Takım, final maçında rakiplerini geride bırakmaya kararlıydı.)
  19. The new software has outdone the previous one in terms of functionality. (Yeni yazılım işlevsellik açısından ö

ncekinden daha iyi oldu.)
20. The company’s CEO challenged the employees to outdo their previous quarter’s performance. (Şirketin CEO’su, çalışanları önceki çeyreğin performansını geçmeye çağırdı.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.