Outburst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outburst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outburst Nedir?

Outburst, şiddetli bir şekilde dışa vuran ani duygusal bir patlamadır. Bu duygusal patlamalar sıklıkla öfke, heyecan veya üzüntü gibi yoğun duygularla ilişkilidir.

Örnek Cümleler:

1. His outburst of anger frightened everyone in the room. (Öfke patlaması, odadaki herkesi korkuttu.)
2. She couldn’t control her outburst of laughter when she heard the joke. (Şakayı duyduğunda kahkahalarına hakim olamadı.)
3. His outburst of joy was contagious and spread to everyone around him. (Sevinç patlaması bulaşıcıydı ve çevresindeki herkese yayıldı.)
4. I was surprised by her sudden outburst of tears. (Ani gözyaşı patlaması beni şaşırttı.)
5. His outburst of frustration was understandable given the circumstances. (Durumlar göz önüne alındığında, hayal kırıklığı patlaması anlaşılabilir.)
6. The outburst of applause at the end of the performance was well deserved. (Performansın sonunda patlayan alkışlar hak edilmişti.)
7. Her outburst of creativity led to some amazing art pieces. (Yaratıcılık patlamaları bazı muhteşem sanat eserlerine yol açtı.)
8. His outburst of enthusiasm for the project was contagious and motivated the team. (Proje için duyduğu coşku patlaması bulaşıcıydı ve takımı motive etti.)
9. Her outburst of generosity was greatly appreciated by those around her. (Cömertlik patlamaları, çevresindekiler tarafından büyük takdir topladı.)
10. His outburst of panic caused chaos in the crowded room. (Panik patlaması, kalabalık odada kaosa neden oldu.)
11. The outburst of support from her fans made her feel grateful and appreciated. (Hayranlarından gelen destek patlaması, onu minnettar ve takdir edilmiş hissettirdi.)
12. His outburst of excitement for the upcoming trip was palpable. (Yaklaşan geziden duyduğu heyecan patlaması hissedilebilirdi.)
13. Her outburst of anger towards her boss was unexpected but justified. (Patronuna karşı duyduğu öfke patlaması beklenmedik ama haklıydı.)
14. The outburst of emotion during the wedding ceremony was overwhelming. (Düğün töreninde yaşanan duygu patlaması eziciydi.)
15. His outburst of laughter was so loud that it echoed throughout the entire building. (Kahkaha patlaması o kadar yüksek ve gürültülüydü ki binanın her yerinde yankılandı.)
16. The outburst of complaints from the customers was a sign that something needed to change. (Müşterilerden gelen şikayet patlaması, bir şeylerin değişmesi gerektiğinin bir işaretiydi.)
17. His outburst of tears during the movie was a testament to the power of

the story and the emotional connection he felt with the characters. (Film sırasında yaşadığı gözyaşı patlaması, hikayenin gücüne ve karakterlerle hissettiği duygusal bağa bir kanıt olarak kabul edilebilir.)
18. Her outburst of frustration with the slow progress of the project was understandable given the tight deadline. (Projenin yavaş ilerlemesiyle ilgili duyduğu hayal kırıklığı patlaması, sıkı bir teslim tarihi göz önüne alındığında anlaşılabilir.)

  1. The outburst of anger from the coach towards the players was a clear sign that they needed to step up their game. (Antrenörün oyunculara karşı öfke patlaması, oyunlarını geliştirmeleri gerektiğinin açık bir işaretidir.)
  2. His outburst of gratitude towards his family and friends moved everyone to tears. (Ailesine ve arkadaşlarına karşı duyduğu minnettarlık patlaması, herkesi gözyaşlarına boğdu.)

(Türkçe anlamlar için cümlelerin sonundaki parantezleri kullanabilirsiniz.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.